Ürdün
Resmî Adı: Ürdün Haşimi Krallığı (JO)
Başkenti : Amman
Önemli Şehirleri: Amman, İrbid, Zarka, Karak, Mafrak, Akabe
Yüzölçümü: 89.213 km2
Nüfusu : 10.320.000[1] Nüfusun %70’i şehirlerde yaşamaktadır.
Etnik Yapı: %98 Arap, %1.2 Çerkes, %0.7 Türk, az sayıda da Kürt vardır. Arapların önemli bir kısmı Filistin asıllıdır.
Dil: Arapça.
Din: Resmî din İslâm’dır. Halkın %95’i Sünni Müslüman, %5’i Hıristiyan’dır. Ancak parlamentoda Hıristiyanlara %10 oranında kontenjan tanınmaktadır.
Coğrafî Durumu: Kuzeyden Suriye, doğudan Irak, güneyden Suudi Arabistan, güney-batıdan Kızıldeniz, batıdan da Filistin ve Lut Gölü ile çevrilidir. İşgal altındaki Filistin topraklarıyla Ürdün toprakları arasında bir sınır teşkil eden ve Doğu Yaka’yla Batı Yaka’yı birbirinden ayıran Ürdün Nehri (Şeria )’nin sularından kısmen yararlanmaktadır. Yermük Nehri’ne de kıyısı vardır. Ürdün’ün yararlandığı göller Taberiye ve Lut gölleridir. Lut gölünün sadece doğu kıyısı Ürdün’ün elindedir. Batı kıyısı siyonist İsrail yönetiminin işgali altındadır. Topraklarının önemli bir kısmı çöllerden ibaret olan Ürdün’ün tarıma elverişli arazisinin oranı %10 civarındadır. Tarıma elverişli arazisi daha çok, Gavru Ürdün olarak da adlandırılan ve Ürdün Nehri’nin doğu kıyısı boyunca uzanan Doğu Yaka’dadır. Gavru Ürdün deniz seviyesinin altındadır.
Yönetim Şekli: Ürdün parlamenter sisteme dayalı krallık rejimiyle yönetilmektedir. 1992’de çıkarılan bir kanunla siyasî partilerin kurulmasına izin verildi. Üyeleri dört yılda bir seçimlerle belirlenen 80 üyeli bir parlamentosu, 40 kişilik de bir senatosu (üst meclisi) var. Seçimler daha önce nispî temsil sistemine göre yapılıyordu. Ancak ülkede İslâmî hareketin güçlenmesi üzerine bu hareketin parlamentoda çoğunluğu elde etmesine karşı bir tedbir olarak seçim kanunu değiştirildi. 8 Kasım 1993 genel seçimlerinden kısa bir süre önce ABD’nin Amman büyükelçisi tarafından önerilen ve yönetimce yürürlüğe konan yeni seçim kanununa göre seçmenler kendi bölgelerinde bir siyasi partinin sunduğu adaylardan oluşan listeye değil bu listenin içinden sadece bir kişiye oy verebiliyorlar. Ancak parlamentoda kabul edilen yasaların yürürlüğe girebilmesi için kral tarafından da onaylanması gerekiyor. Kral parlamentonun aritmetik yapısını göz önüne alarak herhangi bir kişiye hükümeti kurma görevini verebiliyor. Kralın hükümeti görevden alma ve parlamentoyu feshetme veya tatil etme yetkisi de var.
İdari Bölünüş: 8 ille, 44 ilçeye ayrılır.
Üyesi Olduğu Uluslararası Kuruluşlar: BM, İİT[2], Arap Devletleri Birliği, IMF, İslam Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir. Siyasî Partiler: Ürdün’ün en geniş halk tabanına sahip siyasi partisi İslâmî hareketin temsilcisi durumundaki İslâmî Çalışma Cephesi Partisi’dir. 8 Eylül 1993 seçimlerinde parlamentoda sadece 18 sandalye kazanabildi. İslâmî Çalışma Cephesi’nin tabanını daha çok Müslüman Kardeşler Cemaati’nin mensupları oluşturur. Ancak ülkedeki diğer İslami cemaatlerin de önemli bir kısmı bu partiyi desteklemekte ve parti içinde temsil edilmektedir. Diğer siyasi partiler: Ürdün Arap Sosyalist Baas Partisi: Irak yanlısı, baasçı ve Arap kavmiyetçiliğini savunan bir partidir. Ürdün Komünist Partisi: Ürdün’ün eski komünisti Hıristiyan Yakub Ziyadin’in liderliğinde, marksist - leninist anlayışa sahip bir partidir. Adalet ve İlerleme Partisi: Merkez sağda bulunan ve kraliyet rejimini destekleyen batıcı anlayışa sahip bir partidir.
Tarihi: Ürdün toprakları Hz. Ömer (r.a.) döneminde İslâm devletine katıldı. 1187’de Haçlılardan kurtarıldıktan sonra sırasıyla Eyyubilerin, Fatımilerin ve Memlüklerin elinde kaldı. Memlüklerden sonra 1517’de Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim tarafından alınarak Osmanlı topraklarına katıldı. 1831-1840 yılları arasında Mısır’da Osmanlıya başkaldıran Mehmed Ali Paşa’nın hâkimiyetine geçti. Ürdün toprakları 1917 İngiliz işgaline kadar Osmanlıların elinde kaldı. İngilizlerin Filistin ve Ürdün topraklarını işgal etmesine, kendisine Arap yarımadasının krallığının verileceği vaatlerine kapılan Şerif Hüseyin de yardımcı oldu. Kral Abdullah, 1951’de yine İngilizler tarafından öldürtüldü. Yerine oğlu Talal geçti. Fakat daha sonra akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesiyle Talal’dan, krallığı bırakması istendi. O da 1952’de makamını oğlu Hüseyin’e devretmek zorunda kaldı. Kral Hüseyin ülkede bir denge politikası uygulamaya çalıştı. Başlangıçta parlamenter sisteme dayalı bir krallık rejimi kurmak istedi. Fakat kendi yetkilerinden taviz vermek istemediğinden ilk seçimlerden sonra oluşturulan parlamentolar sembolik bir demokratik kurumdan ibaret kaldı. Kral 1967 Arap-İsrail savaşının hemen ardından parlamentoyu kapattı. Bu parlamento ancak 9 Ocak 1984’te bir araya gelebildi. Genel seçimler ise ancak 8 Kasım 1989’da yapılabildi. Ürdün kralını böyle bir seçim yapmaya da 18 Nisan 1989’da patlak veren olaylar zorladı. Ürdün yönetiminin Nisan 1989’da, IMF ve Dünya Bankası’nın istekleri doğrultusunda parasını %50 oranında devalüe etmesi bir hafta süren geniş çaplı bir halk ayaklanmasına yol açtı. Kral halkını ancak bazı vaatlerle yatıştırabildi. Bu vaatlerin arasında serbest seçim yapılması da vardı. Bu doğrultuda 8 Kasım 1989’da gerçekleştirilen genel seçimlerde 80 kişilik parlamentoya, İslâmî hareketten 22’si Müslüman Kardeşlerden olmak üzere 33 kişi girebildi. İslâmî hareketin sonraki yıllarda daha da güçlenmesi üzerine yönetim seçim sistemini değiştirdi.
İç Problemleri: Ürdün’ün en önemli iç problemi Filistinli mülteciler sorunudur. İsrail’in 1967 savaşında Filistin’in Batı Yaka bölgesini işgal etmesi üzerine bu bölgede yaşayan Filistinlilerin çoğu Ürdün’e iltica etmek zorunda kaldı. Bunların çoğu hala mülteci kamplarında yaşamaktadır. Bu kamplarda yaşayan mültecilerin çoğu da işsizdir. Ülke yönetiminin dış politikada ABD ve İsrail çıkarlarını gözetme gereği duyması halkın tepkisine ve bir yönetim - halk uzlaşmazlığına yol açmaktadır.
Dış Problemleri: Ürdün, İsrail yönetiminin işgali altında bulunan topraklarla en geniş sınıra sahip ve en çok sayıda Filistinliyi barındıran bir ülke olması itibariyle sürekli İsrail tehdidi altındadır. 1967 savaşından önce Filistin’in Batı Yaka bölgesi Ürdün yönetimindeydi. Savaşta Ürdün bu bölgeyi İsrail’e bıraktı. Ağustos 1988’e kadar bu bölge İsrail işgali altında olmasına rağmen Ürdün’ün bir parçası gibi görülerek o bölgede çalışanların ücretleri Ürdün tarafından ödeniyordu. Ancak Kral Hüseyin 1988 Ağustos’unda aldığı bir kararla onların ücretlerini kesti. Ürdün yönetimi Batı Yaka üzerinde herhangi bir hak iddia etmiyor ve İsrail’le barışı destekliyor. Ürdün’ün Körfez savaşı’nda Irak’ın yanında yer alması karşı cephede yer alan Arap ülkeleri tarafından yalnız bırakılması sonucunu doğurdu. Ürdün’ü söz konusu savaşta Irak’ın yanında yer almaya biraz da bu ülkeyle olan çıkar ilişkileri zorlamıştı. Çünkü Amman yakınlarındaki Zerka’da bulunan petrol arıtma tesislerinde Irak’tan gelen ham petrol arıtılıyor ve Ürdün petrol ihtiyacını tamamen buradan karşılıyordu. Ama Ürdün’ün Irak’ın yanında yer alması petrol kaynağının kesilmesini önleyemedi. Irak’a uygulanan uluslararası ambargo dolayısıyla bu ülkenin Ürdün’e petrol pompalaması önlendi. Ürdün Körfez savaşındaki tutumu yüzünden içine düştüğü yalnızlıktan kurtulabilmek için bazı dostluk operasyonlarında bulundu ve bu operasyonlar büyük ölçüde başarılı oldu. İsrail’in çıkarlarını koruyan ABD de Ürdün’ün bu konumundan yararlanarak onu İsrail’le şartsız barış yapmaya zorladı. Ürdün yönetimi ABD’nin baskısına boyun eğmek ve kendinden istenenleri kabul etmek suretiyle uluslararası platformda yalnızlığını kısmen giderdi. Ancak bu kez kendi halkını karşısına almak zorunda kaldı. Öte yandan bazı siyasî meseleler dolayısıyla Irak’la da arası açıldı.
Ülkede İslâmiyet: Ürdün’deki İslâmî cemaatler içerisinde en güçlü ve en yaygın olanı Müslüman Kardeşlerdir. Bu cemaat diğer bütün İslâmî cemaatlerle iyi münasebetler kurmaya ve dayanışma içine girmeye çalışmaktadır. Ürdün Müslüman Kardeşler cemaatinin her alanda faaliyetleri var. Siyasî partiler yasası çıkmadan önce gerçekleştirilen 1989 seçimlerinde parlamentoda 22 üyelik kazanmıştı. Siyasî partiler yasasının çıkmasından sonra İslâmî Çalışma Cephesi’nin kuruluşuna öncülük etti. Müslüman Kardeşler kültürel ve sosyal faaliyetlerin organizesi için İslâm Merkezi Hayır Cemiyeti adlı teşkilat kurdu. Bu teşkilat çeşitli hayır faaliyetlerini, kültürel, sosyal ve eğitime yönelik faaliyetleri organize ediyor. Teşkilata bağlı olarak Amman’da kurulan ve 1982 yılından bu yana hizmet veren İslâmî Hastane üniversite hastanelerinden sonra ülkenin en büyük hastanesi. Yine aynı teşkilata bağlı olarak anaokulundan yüksekokula çeşitli seviyelerde 23 okul açılmış bulunuyor. Bir de İslâmî hastaneye bağlı hemşire yetiştiren bir yüksekokulları var. Müslüman Kardeşlerin dışında kalan İslâmî cemaatlerin ileri gelenleri arasında Hizbu’t-Tahrir, Tebliğ Cemaati, selefiler ve çeşitli tasavvufi tarikatlar var. Hizbu’t-Tahrir daha çok hilafet konusuna ağırlık veriyor. Mevcut düzenle herhangi bir uzlaşma içine girmeye ve parti yoluyla siyasî faaliyet yürütülmesine karşı çıkıyor. Hatta ülkedeki yönetimle bir uzlaşma anlamı taşıyacağını ileri sürdüğünden seçime katılmaya ve meclise girmeye de karşı çıkıyor.. Arap dünyasının her tarafında etkisini gösteren Selefilik hareketi Ürdün’de önemli oranda etkili. Tasavvufi tarikatlar içinde en yaygın olanı Şazeliye tarikatı. Ürdün’deki İslâmî Hareket İslâmî bankacılık alanına da girmiş bulunuyor. Bu amaçla Ürdün İslâm Bankası kuruldu. Ürdün İslâmî Hareketi’nin en çok sıkıntı çektiği alan ise yayın faaliyetleri alanı. Yönetim bu konuda İslâmî hareketin önüne çeşitli zorluklar çıkarıyor.[3]
Ekonomi: Ürdün ekonomisi her bakımdan dışa bağımlıdır. Bu durum ülkenin bağımsız bir dış politika izlemesini de önlemektedir. Ürdün ekonomisi genelde tarım ve hayvancılığa dayanır. Tarım ürünlerinden elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %7’dir. Çalışan nüfusun %5’i tarım alanında iş görmektedir. Ürettiği tarım ürünlerinin başında tahıl, muz, turunçgiller ve çeşitli meyve ve sebzeler gelir. Fosfat ve potasyum hidrat dışında az miktarda demir ve bakır rezervine sahiptir. Fosfat genellikle Ölü Deniz olarak da adlandırılan Lut Gölü’nden çıkarılmaktadır. Maden gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %8’dir. Ürdün’de eğitim düzeyinin yüksek olmasına rağmen işsizlik %20’yi bulmaktadır. ABD de Ürdün’e verdiği kredileri İsrail’e karşı uzlaşmacı bir politika izlemesi için bir baskı aracı olarak kullanmaktadır.
Para Birimi: Ürdün Dinarı.
Kişi Başına Düşen Millî Gelir: 4.393 USD[4].
Dış Ticaret: İhraç ettiği ürünlerinin başında işlenmiş yapıtaşı, asbestli çimento, doğal fosfatlı gübre, sebze, meyve, baharat, canlı hayvan, kumaş, iplik ve ilaç malzemeleri gelir. İthal ettiği malların başta gelenleri de ham petrol, mineral yakıtlar, mekanik araçlar ve bunların yedek parçaları, demir - çelik, motorlu taşıtlar, elektrikli ve elektronik araçlar ve metal ürünleridir. Dış ticareti daha çok Suudi Arabistan, ABD, Japonya, İngiltere, İtalya, Irak, Hindistan, Romanya, Pakistan ve Kuveyt’ledir. 1991’deki dış ticaret açığı 2 milyar dolar olmuştur.
Sanayi: Ürdün’ün en önemli sanayi tesisleri Zerka’daki petrol arıtma tesisleridir. Bunun dışında gıda maddeleri, meşrubat, sigara, tekstil, giyim eşyası, mobilya, ağaç ürünleri, kâğıt, kırtasiye malzemeleri, gübre, kimyasal maddeler, ilaç, plastik, toprak ve madeni eşya, çimento, yapıtaşı ve diğer inşaat malzemeleri, elektrik gereçleri ve bazı mekanik araçlar üretimi ve deri işlemeciliği üzerine sanayi tesisleri bulunmaktadır. Sanayi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %15’tir.
Enerji: Elektrik enerjisinin tamamına yakını termik santrallerden elde edilmektedir. Kişi başına yıllık elektrik tüketimi ortalama 900 kw/saattir.
Ulaşım: 2 havaalanı mevcuttur. Kızıldeniz kıyısındaki Akabe’de ithalat ve ihracatta kullanılan bir büyük limanı mevcuttur. 900 km. demiryoluna, tamamı asfaltlanmış 5700 km. karayoluna sahiptir. Ortalama 14 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşüyor.
Eğitim: Ürdün’de 3.000 ilkokul, 630 genel ve 30 mesleki ortaöğretim kurumu mevcuttur. İlkokul çağındaki çocukların %95’i, ortaöğrenim çağındakilerin %70’i bu öğretimlerden yararlanabilmektedir. 5’i üniversite olmak üzere 60 yükseköğretim kurumu mevcuttur. Yükseköğrenim çağındaki gençlerden yükseköğretim kurumlarına kayıt yaptıranların oranı %30’dur. Okuma yazma bilenlerin oranı ise %81’dir.
[1] www.ticaret.gov.tr (Aralık-2021 Erişimi)
[2] www.oic-oci.org
[3] www.enfal.de (Aralık-2021 Erişimi)
[4] www.ticaret.gov.tr (Aralık-2021)