İslâm Birliği, tüm dünya Müslümanlarını her zaman canlı tutacak bir hayat kaynağıdır. İslâm birliğinin kurulması gayret ve çalışmalarından mahrum bırakılan bir millet fertleri arasında hemen dahilî (iç) sürtüşmeler baş gösterir ve o millet, içten içe kokuşmaya başlar. Osmanlının son dönemleri bunun açık ve son örneğidir. Elbette başka milletler gibi Osmanlı’nın kokuşması da bir kaderdir. Ama bunun kendine göre sebepleri vardır. Bazı hükümdarlar, saraylarda sefil zevklerini yaşamaya koyulup ‘i’lâ-yı kelimetullah’ı ihmal eder ve onların bu gevşekliği, orduya da sirayet ederse, dünya devletleri dengesindeki yerini kaybetmenin yanında, ebedî bir sefalet ve ardı arkası kesilmeyen dâhilî boğuşmalar sürer gider. Evet, işte bu dâhilî sürtüşmeler dünyanın en büyük devletlerinden biri olan ‘Devlet-i Âliyyeyi Osmaniye’yi yedi, bitirdi.
Biz İslâm Birliğini terk ettiğimiz günden itibaren içimizde bölücü fırkalar türedi ve şu anda mevcut olan bütün fırka ve gruplar ta o devirlerde atılan menfi tohumların, cehennem zakkumlarının yeşermiş ve gelişmiş şekillerinden başka bir şey değildir. Bu öldürüp bitiren durumdan kurtulmanın bir tek çaresi vardır, o da İslâm Birliğinin kurulması için gayret ve cihad etmektir. Bizim anladığımız manada cihad (ki bununla Kur’an ve Sünnet çerçevesindeki anlayışı kastediyorum), bir müminin uğruna canını feda edebileceği en tatlı bir mefkûre ve en yüksek bir idealdir.
Evet, yeryüzündeki bütün karanlık noktaları aydınlatmak, en karanlık yerlere Rasûlullah (s.a.v.)’ın adının ışığını götürmek ve dünyayı Kur’an’ın nurlarıyla donatmak için cihad, kıyamete kadar devam edecektir. Ve müminler, devletler, milletler arası dengede ‘ümmet-i vasat’ olmanın hakkını eda etmek yolunda hep sorumluluklarının şuurunda olacaklardır.
İslâm Birliğinin gerçekleşmesi bütün Müslümanların hem dünyada müreffeh ve güvenli bir hayat sürmelerine vesile olacak ve hem de onların ahrette cenneti kazanmalarına vesile olacaktır. Müslümanlara dünyada sağlayacağı faydaları ilgili bölümlerde detaylı olarak açıklandı. İşte bütün bu olumlu hususlar bir araya getirilip değerlendirildiğinde bu birliği gerçek anlamda bir hayat kaynağı olacağı açıkça ortaya çıkmaktadır.