اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ.

Foundation Islamic Union

İSLAM BİRLİĞİ VAKFI

وقف الاتحاد الإسلامي العالم

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَمٖيعاً وَلَا تَفَرَّقُواࣕ

BAĞIMSIZ İSLAM DEVLETLERİ

Mısır

Resmî Adı: Mısır Arap Cumhuriyeti (EG)

Başkenti  : Kahire

Önemli Şehirleri: İskenderiye, İsmailiyye, Asyut, Cize, Port Said, Minye, Asvan, Süveyş,

                               Tanta, Dimyat.

Yüzölçümü: 1.001.450 km2

Nüfusu       : 102.896.000[1]

Km2 Başına Düşen İnsan Sayısı: 103

Etnik Yapı: Mısır halkının yaklaşık %91’ini Araplar oluşturmaktadır. Arapların %91,5’i Müslüman, kalanı Hıristiyan’dır. İkinci önemli etnik unsur nüfusun %7’sini oluşturan Kıptilerdir. Kıptilerin tamamı Hıristiyan’dır. Kıptilerin kendilerine özel bir dilleri vardır.

Dil: Resmi dili Arapça’dır. Halkın tamamına yakını Arapça konuşur. Bazı küçük etnik unsurlar kendi aralarında mahallî dillerini konuşurlar.

Din: Resmî din İslâm’dır. Halkın %91’i Müslüman’dır. Kalan nüfusu Kıpti kökenli Ortodoks Hıristiyanlar oluşturmaktadır. Müslümanların tamamına yakını Sünnî çoğunluğu Şafii, önemli bir kısmı da Hanefî’dir.

    Günümüzde Mısır’da kandil gecesi kutlamaları dinî-tasavvufî hayatın önemli bir yönünü oluşturmaktadır. Tasavvufî hayatın vaz­geçilmez unsurlarından biri de çok sayı­daki türbe ve makamlardır. Yaygın olan tarikatların bazı­ları şunlardır: Kâdiriyye, Rifâiyye, Şâzeliyye, Bedeviyye, Burhâniyye. Halvetiyye.

    Her biri ayrı mimarî özellikler taşıyan camilerin yanında inşa edilmiş kilise ve sinagoglar ilginç bir dinsel doku ve mozaik görüntüsü vermektedir. Müslümanlar için hafta tatili Cuma günü olup Hıristiyan ve Yahudiler Cumartesi ve Pazar günleri tatil yapmaktadırlar. Bankalar Cuma ve Cumartesi günleri kapalıdır.

Coğrafî Durumu: Kuzeydoğu Afrika ülkelerinden olan Mısır, kuzeyden Akdeniz, doğudan Kızıldeniz ve Filistin, güneyden Sudan, batıdan Libya ile çevrilidir. En yüksek yeri Sina yarımadasında bulunan Katerina Dağı (2637 m.)’dır. En önemli akarsuyu Nil nehridir. Topraklarının sadece %4’ü tarım alanı kalanı çöldür. Tarıma elverişli toprakların önemli bir kısmı Nil vadisinde bulunmaktadır.

Yönetim Şekli: Mısır görünüşte çok partili demokratik bir sistemle yönetilmektedir. Ülke 11 Eylül 1971’de yürürlüğe konan anayasayla yönetilmektedir. En üst yönetici olan cumhurbaşkanı geniş yetkilere sahiptir. Cumhurbaşkanı genel seçimle belirlenir. Ancak 1952 darbesinden sonra gerçekleştirilen bütün cumhurbaşkanlığı seçimleri tek adaylı olmuş ve o tek aday da oyların hep % 90’dan fazlasını almışlardır. Başbakan cumhurbaşkanı tarafından tayin edilir. Yasama yetkisi 454 üyeli ve üyeleri genel seçimle belirlenen parlamentodadır. Ancak seçimler açık oy, gizli sayım usulüyle yapıldığından halkın büyük bir çoğunluğu mevcut sisteme karşı olduğu halde iktidar partisi her seçimde oyların %90’dan fazlasını almaktadır. Muhalefet partileri adil ve dürüst olmadığı gerekçesiyle 1991’de gerçekleştirilen en son genel seçimleri boykot ettiler. Mısır’da evlilik, boşama gibi özel haller hakkında İslâm hükümleri, ticarette, cezalandırmada ve idarî mekanizmada ise Avrupa’dan ithal edilmiş kanunlar uygulanır. Yani karma bir hukuk sistemi hâkimdir.

Üye Olduğu Uluslararası Kuruluşlar: BM, İİT[2], Arap Birliği, Afrika Birliği Örgütü, IMF, İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir.

Siyasî Partiler: Milli Demokratik Parti: Batı yanlısı ve laik bir anlayışa sahiptir. Çalışma (Amel) Partisi: Daha önce sosyalist çizgide olan bu parti bugün İslâmî bir çizgiyi benimsemiş bulunuyor. Partinin bu çizgiyi benimsemesinde en önemli etken (İhvan-ı Müslimin) Müslüman Kardeşlerin bu partiyle ilişki içine girmesi ve genel başkan İbrahim Şükri’nin bu ilişkiden sonra İslâmî anlayışı bütünüyle kabul etmesi oldu. Çalışma Partisi’nin İslâmî çizgiyi benimsemesinden sonra sosyalist anlayışa bağlı kalmakta ısrar edenler partiden ayrıldılar. Partinin çıkardığı eş-Şa’b (Halk) adlı gazetede Müslüman Kardeşler mensubu birçok yazar da yazı yazıyor. Yeni Vefd Partisi: Yaşlı siyasetçi Fuad Siracuddin’in liderliğindeki bu parti batıcı, liberal ve laik bir anlayışı savunmaktadır. Ahrar (Özgürler) Partisi: Mustafa Kâmil Murad’ın liderliğindeki Ahrar Partisi de Arap milliyetçiliğini ve batıcı, laik anlayışı savunur.

Tarihi: Mısır, Hz. Ömer (r.a.) döneminde Amr bin As (r.a.) komutasında İslâm ordusu tarafından 639 - 642 yılları arasında fethedilmiştir. Bu tarihten sonra Mısır, 868 yılına kadar hilafete bağlı valiler tarafından yönetildi. 868’de Mısır’ın yönetimi Türk asıllı Tolunluların eline geçti. Tolunlular’ın yönetimi 905’e kadar sürdü. Bu tarihten sonra yine yeniden hilafeti temsil eden Abbasîlerin eline geçti ve 934’e kadar onların yönetiminde kaldı. Mısır’a daha önce merkezleri Tunus’ta bulunan Fatımîler hâkim oldular ve 973’te de merkezlerini Kahire’ye taşıdılar. Fatımîler her tarafta kendi inançlarını yaymak için çeşitli baskı yollarına başvuruyorlardı. Fatımîlerin Mısır’daki saltanatları 1171’e kadar sürdü. Bu tarihte Mısır, Salahaddin Eyyubi’nin kurmuş olduğu Eyyubîler devletinin hâkimiyetine geçti. Eyyubîler de Mısır’a 1250’ye kadar hükmettiler. Bu tarihten sonra Mısır’a Memlükler hükmetmeye başladılar. Memlükler Bağdat’ın Moğollar tarafından işgal edilmesinden sonra Abbasi hilafetinin Kahire’de varlığını sürdürmesine imkân sağladılar. Memlüklerin saltanatı 1517’de Mısır’ın Osmanlılar tarafından fethedilmesine kadar sürdü. Mısır, Osmanlılar tarafından fethedildiğinde hilafet de Osmanlı devleti’ne geçti. Bu tarihten sonra Mısır Osmanlı devletine yani hilafete bağlı bir vali tarafından yönetilmeye başladı. Ancak 1805’te Mısır valisi olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa hilafete başkaldırarak Mısır’da yarı bağımsız bir yönetim oluşturdu. Mehmet Ali Paşa’dan sonra da O’nun ailesinden gelen şahıslar vali sıfatıyla ancak Babı Ali’den kopuk bir şekilde Mısır’ı yönetmeye devam ettiler. Bu valilerin ülkeyi yönettikleri dönemlerde İngilizler de çeşitli yollardan Mısır’a girmiş, Mısır’da hükümet üzerinde söz sahibi olmaya başlamışlardı. 1914’te de tamamen İngilizler tarafından işgal edildi. İngilizlerin doğrudan işgalleri 1922’ye kadar sürdü. 15 Mart 1922’de ülkeye resmi olarak bağımsızlık verildi. Ancak yönetim yine büyük ölçüde İngilizlerin direktifleri doğrultusunda hareket ediyordu.Kral Faruk’un yönetimine 26 Temmuz 1952’de gerçekleştirilen askerî darbeyle son verildi. Darbeden sonra Tümgeneral Muhammed Necib devlet başkanı oldu. Ancak iki yıl sonra 25 Şubat 1954’te Cemal Abdün-Nasır yönetime el koyarak Necib’i görevden uzaklaştırdı. Abdün-Nasır dönemi tam bir dikta ve zulüm dönemidir. Abdul-Kadir Udeh ve Seyyid Kutub başta olmak üzere çok sayıda Müslüman ilim adamı ve düşünür O’nun zamanında idam edilmiştir. Abdün-Nasır zulmünden en çok nasip alanlar Müslüman Kardeşler cemaatinin mensupları olmuştur. Bu cemaatten pek çok kimse hapse atıldı ve çoğunluğu ancak Abdün-Nasır’ın ölümünden sonra hapisten çıkabildi. Abdün-Nasır sosyalist anlayışa dayalı bir Arap milliyetçiliğini savunmuştur. bdün-Nasır döneminde Mısır iki ayrı savaşa girdi ve ikisinden de ağır yenilgiyle çıktı. Bunlardan birincisi 1956 Süveyş savaşıdır. Bu savaş Mısır yönetiminin Süveyş kanalını millileştirme kararı alması üzerine çıktı. Bu karar üzerine İsrail, 1956 Ekim’inde İngiltere ve Fransa ile anlaşarak Mısır’a saldırdı. İsrail’i böyle bir saldırıya teşvik edenler daha önce Süveyş kanalını istedikleri gibi kullanan Fransa ve İngiltere’ydi. İngiltere ve Fransa’yla ortak hareket eden İsrail bu saldırıda Gazze bölgesiyle Sina yarımadasını işgal etti. Ancak birtakım diplomatik sebeplerden dolayı 7 Mart 1957 tarihinde işgal ettiği bu topraklardan çekildi. İkinci savaş da 1967 Arap - İsrail savaşıdır. Arap - İsrail savaşlarının en geniş çaplısı Altı Gün Savaşı diye de anılan 1967 Haziran savaşıdır. Bu savaş İsrail’in 5 Haziran 1967 sabahı Mısır’a saldırmasıyla başladı. İsrail uçakları önce Akdeniz üzerinden Mısır’ın batı tarafındaki hava alanlarını bombalayarak üç saate yakın bir süre içinde 300 kadar Mısır askeri uçağını yerde imha ettiler. İsrail uçaklarının bu saldırı esnasında Akdeniz’deki Amerikan filosundan ikmal yaptıkları ileri sürülmüştür. İsrail hemen ardından Gazze bölgesine ve Sina yarımadasına doğru karadan ve havadan saldırıya geçti. Mısır askerleri bu saldırı karşısında ciddi bir direniş göstermeden Gazze’yi ve Sina’yı İsrail’e teslim ettiler. Bu olayda zamanın Mısır devlet başkanı Cemal Abdün-Nasır’ın bir ihanetinin de söz konusu olduğu ileri sürülmektedir. Mısır, Sina yarımadasını ancak 1978’de imzalanan Camp David anlaşmasıyla geri alabilmiştir. Abdün-Nasır’ın 28 Eylül 1970’de ölmesinden sonra cumhurbaşkanlığına Enver Sedat geçti. Enver Sedat başlangıçta biraz yumuşak bir politika izledi. Abdün-Nasır’ın siyasî düşüncelerinden dolayı hapse atmış olduğu kişileri serbest bıraktı. Ancak daha sonra o da zulme ve şiddete başvurdu. Mısır’ın İsrail’i resmen tanımasını ve diplomatik ilişkiler kurmasını sağlayan Camp David anlaşması Sedat döneminde imzalanmıştır. Bu anlaşmadan sonra Arap ülkelerinin geneli Mısır’la diplomatik ilişkilerini kestiler. Ancak daha sonra tekrar başlattılar. Enver Sedat 6 Kasım 1981 tarihinde bir asker tarafından öldürüldü. O’nun arkasından cumhurbaşkanlığına Hüsnü Mübarek getirildi. Mübarek şiddet ve zulümde Sedat’ın çok daha önüne geçti. Cumhurbaşkanlığı 2011 yılı Şubat ayında başlayan ve Arap Baharı denilen büyük halk ayaklanması sonunda yönetimi Yüksek Askeri Konseye bıraktı. Yapılan seçimlerde ‘Müslüman Kardeşler’ birinci parti konumuna geldi. Hüsnü Mübarek ve yardımcıları yapılan yargılamalarda ağır cezalarla cezalandırıldı.[3]

İç Problemleri: Mısır’ın en önemli iç meselesi yönetimin halkla bütünleşememesinden kaynaklanan devlet terörünün sebep olduğu halk tepkisi ve bu tepkinin doğurduğu siyasî olaylardır. Mısır’da özellikle İslâmî cemaatler üzerinde çok ağır bir baskı vardır. Bazı cemaatlerin bu ağır baskıya fiili eylemlerle cevap vermeleri ülkede zaman zaman silahlı çatışmalara ve şiddet olaylarına sebep olmaktadır. Mısır yönetimi yürüttüğü devlet terörüne kanuni bir dayanak bulmak amacıyla 16 Temmuz 1992’de ‘Terörle Mücadele Kanunu’ adıyla bir kanun çıkarttı. Bu kanun emniyet güçlerine şüpheli gördükleri kişileri hiçbir mahkeme kararına gerek görmeden tutuklayarak altı ay tutuklu bulundurma hakkı veriyor. Kanun aynı zamanda yönetimin terör örgütü olarak adlandırdığı İslâmi cemaatlere mensup olanlara veya bu cemaatlere sempati duyanlara 5 yıla kadar ağır hapis cezası verilebileceği hükmü içeriyor. Bu kanunun uygulamaya konması problemi daha da karmaşık hale getirdi. Mısır emniyet güçleri İslâmî cemaatlerin güçlü olduğu Asyut ve çevresine değişik zamanlarda havadan hareketler düzenlediler. Bunun yanı sıra başkent Kahire’nin bazı kenar mahallelerine kalabalık askerî birliklerle saldırılar düzenlendi. Çok sayıda insan öldürüldü. Yine İslâmî akımlara mensup olmalarından dolayı birçok insan mahkeme kararıyla idam edildi.

Dış Problemleri: Mısır’ın Sudan’la bir Halayib meselesi vardır. Bu mesele Mısır yönetimi tarafından Sudan’daki yönetimin ülkede İslâm kanunları uygulama kararı almasından sonra ortaya çıkarıldı. Bu problemlerin tamamı Sudan yönetiminin İslâmî bir çizgiyi benimsemesinden sonra Mısır tarafından ortaya atıldı.

Ülkede İslâmiyet: İslâmî hareket üzerindeki baskı İngiliz işgali döneminde başlayarak hiç kesintiye uğramadan devam etti. Devlet terörü İslâmî anlayış sahibi pek çok insanın canını aldı. Bu yüzden Mısır’daki İslâmî hareket kitle tabanını fiilî mücadelenin içine çekme konusunda yeterince başarılı olamadı. Buna rağmen insanlara İslâmî anlayışı kazandırmada büyük başarılar gerçekleştirdi. Hilafetin ortadan kaldırılmasından sonra yeniden bu kurumu hayata geçirmeyi ve İslâm’ı devlete hâkim kılmayı amaçlayan İslâmî hareketin beşiği olarak sayabileceğimiz Mısır’da en geniş kitle tabanına sahip cemaat Müslüman Kardeşler cemaatidir. Oldukça düzenli bir hiyerarşik yapıya sahip olan Müslüman Kardeşlerin kurucusu Hasan el-Benna’dır. Müslüman Kardeşler hemen hemen bütün Arap ülkelerine yayılmıştır. Bu cemaatin birçok Avrupa ülkesinde de faaliyetleri vardır. Müslüman Kardeşler cemaati fiili eylemlere girmiyor. Faaliyetleri genellikle tebliğ ve davet çalışmalarından ibarettir. Bazı sosyal ve ticarî kuruluşlar kurdu. Ancak hükümet hiçbir gerekçe göstermeden bunların hepsini kapattı. Yayın yoluyla faaliyet yürütmeleri devlet tarafından engelleniyor. Müslüman Kardeşlerden sonra en çok adını duyuran ve etkinlik gösteren cemaat Prof. Ömer Abdurrahman’ın düşüncelerini benimsemiş olan Tanzimu’l-Cihad hareketidir. Bu cemaatin mensupları rejime karşı sert bir mücadele vermekten yanalar ve zaman zaman silahlı eylemlere giriyorlar. Bu cemaat içinde iyi bir hiyerarşik yapı mevcut değil. Diğer cemaat da İslâmî Cemaat’tir. Bu cemaat çalışmalarını daha çok üniversite öğrencileri arasında yoğunlaştırıyor. Mısır’daki İslâmî cemaatlerin ileri gelenlerinden biri de Hafız Selâme’nin liderliğindeki İslâmî Hidayet Cemaati’dir. Bu cemaat daha çok eğitim çalışmalarına ağırlık veriyor ve çeşitli eğitim kurumları açmış durumda. Hizbu’t-Tahrir ve Tebliğ cemaati gibi merkezleri Mısır dışında olan bazı cemaatlerin de Mısır’da faaliyetleri mevcut.

Ekonomi: Mısır ekonomisi tarım, hayvancılık ve turizme dayanır. Tarım daha çok Nil vadisinde yapılmaktadır. Tarım ürünlerinden ve hayvancılıktan elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %20’dir. Çalışan nüfusun %40’ı bu sektörlerde iş görmektedir. Üretilen tarım ürünlerinin başında pamuk gelir. Bunun yanı sıra tahıl ve çeşitli sebzeler de üretilmektedir. Balıkçılık da yaygındır. Mısır’da demir, fosfat, manganez, çinko ve altın cevheri gibi bazı madenler çıkarılmaktadır. Bir miktar da petrol üretilmektedir. Orman ürünlerinden de belli oranda yararlanılmaktadır. Mısır tarihi eser yönünden oldukça zengin bir ülkedir. Kahire’deki Amr bin As, Hz. Hüseyin, Sultan Hasan, Ezher, Tulunoğlu, İmam Şafii, Mehmed Ali Paşa camileri ve piramitler başta gelen tarihi eserlerdendir. Kahire’de çok sayıda antik ve İslâmî eserin sergilendiği müzeler mevcuttur. Bütün bu tarihî zenginlikler Mısır’a çok sayıda turist çekmektedir. Dış ticaretindeki açığın bir kısmını turizm gelirleriyle kapatmaktadır.

Para birimi: Mısır Cuneyhi.

Kişi Başına Düşen Millî Gelir: 3.832 USD[4]

Dış Ticaret: İhraç ettiği ürünlerin başında pamuk, tekstil ürünleri, fosfat, manganez ve çeşitli tarım ürünleri gelir. İthal ettiği malların başında da ulaşım araçları ve yedek parçaları, savunma araç ve gereçleri, makineler, kimyasal maddeler, gıda maddeleri, maden ürünleri ve petrol ürünleri gelir. Dış ticaretinde birinci sırayı İngiltere ve İtalya alır. Sonra da ABD ve İsrail gelir.

Sanayi: Sanayi kuruluşlarının başında gıda maddesi, meşrubat ve sigara üretimiyle ilgili kuruluşlar gelmektedir. Bu nitelikteki sanayi kuruluşları tüm sanayi kuruluşlarının yaklaşık %28’ini oluşturur. İkinci sırada tekstil ve deri fabrikalarıyla konfeksiyon atölyeleri gelir. Bu sektörlerle ilgili sanayi kuruluşları da tüm sanayi kuruluşlarının %18’ini oluşturmaktadır. Mısır’da üretilen pamuğun önemli bir kısmı kendi fabrikalarında işlenmektedir. Bunun yanı sıra demir çelik, inşaat, elektrik donanımı, bazı mekanik aletler üretimi, madeni ve toprak eşya üretimi, kimya, mobilya, kâğıt, ilaç, plastik vs. sektörleriyle ilgili sanayi kuruluşları da bulunmaktadır. Sanayi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %20’dir. Çalışan nüfusun yaklaşık %13’ü sanayi sektöründe iş görmektedir.

Enerji: Elektrik enerjisinin %75.5’i termik santrallerden, %24.50’i hidroelektrik santrallerinden elde edilmektedir. Kişi başına yıllık elektrik tüketimi ortalama 754 kw/saattir.

Ulaşım: Kahire’de uluslararası trafiğe açık 2 adet havaalanı bulunmaktadır. Bunlardan başka ülke genelinde iç trafikte kullanılan 8 havaalanı mevcuttur. Süveyş, Port Said ve İskenderiye’de ihracat ve ithalatta kullanılan birer büyük liman vardır. Bunlardan başka gerek Kızıldeniz ve gerekse Akdeniz sahilindeki birçok şehirde liman mevcuttur. Mısır’ın 100 grostonun üstünde yük taşıyabilen 445 gemiye, 8831 km.’lik demiryolu, 45.500 km.’lik karayolu ağına sahiptir. Bu ülkede ortalama 40 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.

Sağlık: Mısır’da 1600 hastane, 33.530 doktor, 6000 diş doktoru, 50.000 hemşire mevcuttur. 1700 kişiye bir doktor düşmektedir.

Eğitim: İlköğretim 6 yaşında başlar ve ilköğretim de, orta öğretim  altışar yıl sürer. 15.000 ilkokul, 6600 genel ortaöğretim kurumu, 550 mesleki ortaöğretim kurumu bulunmaktadır. İlkokul çağındaki çocukların %75’i bu öğretimden yararlanabilmektedir. Mısır’da 14 üniversite, 6 yüksekokul, 26 araştırma enstitüsü mevcuttur. Oldukça uzun bir geçmişi olan el-Ezher Üniversitesi Mısır’ın bir sembolüdür. Ancak bugün bu üniversite eski statüsünü ve seviyesini büyük ölçüde kaybetmiştir. el-Ezher’in bünyesinde her kademede eğitim kurumları bulunmaktadır. Mısır’da üniversite çağındaki gençlerden üniversiteye kayıt yaptıranların oranı %20’dir. 25 yaşın üzerindekilerin %4,2’si yükseköğrenim görmüştür. Okuma yazma bilenlerin oranı da %49’dur.

 

 

 

[1]   www.ticaret.gov.tr (Ekim-2021 Erişimi)

[2]   www.oic-oci.org

[3]    www.enfal.de (Ekim-2021 Erişimi)

[4]    www.ticaret.gov.tr (Ekim-2021 Erişimi)