Katar
Resmî Adı: Katar Devleti (QA)
Başkenti : Doha
Önemli Şehirleri: 7 ayrı belediyeye bölünmüştür. Bunlar: Ad-Doha, Al Rayyan,
Umm Salal, Al Khor, Al Wakrah, Al Daayen ve Al Shamal’dir.
Yüzölçümü: 11.571 km2.
Nüfusu : 2.807.000 (2021)[1] Katarlı Arapların dışında çoğu vatandaş çeşitli ülkelerden petrol sektöründe çalışmak için gelmiştir. Ülkede yabancı ülkelerden yaklaşık 1,5 milyona yakın işçi çalışmaktadır. Genellikle Filipinler, Nepal, Hindistan gibi ülkelerden insanlar bu ülkeye inşaat, sağlık, hizmet, enerji sektörlerinde çalışmak için gelirler.
Ortalama İnsan Ömrü: 74 Yıl
Etnik Yapı: Katar halkı beyaz ırktandırlar. Ülkede komşu ülkelerden gelmiş Araplar, İranlılar, Pakistanlılar ve Hindistanlılar da fazladır. Katar halkının %50’si Arap olup geri kalanı öteki ırklardandır.
Dil: Arapça resmî ve ana dildir. İngilizce ikinci bir ortak dildir.
Din: Katar vatandaşlarının tamamı Müslümandır. Burada çalışmaya gelen diğer milletlere mensup insanlar farklı dinlere mensuptur.
Coğrafî Durumu: Arap Yarımadası‘nın doğusunda bulunan Basra Körfezi‘ne uzanır. Kuzey-batıda Bahreyn, batı ve güneyde Suudi Arabistan ve doğuda Birleşik Arap Emirlikleri‘yle çevrilidir.
Genellikle alçak düzlüklerden oluşan ülke kumla örtülüdür. Ülkenin güneyi ise çöllerle kaplıdır. İklim, kışlar ılık ve yağışlı, yazlar kurak ve sıcak geçer.
Yönetim Şekli: İslâm Hukukuna dayalı Emirlik.
Tarihi: Katar bölgesi İslâm’ı kabul eden ilk yörelerden biri olup Allah Rasûlü (s.a.s.)’in sahabeleri tarafından ve ikinci halife zamanında İslâm beldesinin bir parçası olmuştur. Daha sonraki dönemlerde ise bu bölge Emevî ve Abbasî halifelerinin temsilcileri tarafından idare edilmiştir.
Deylemîler, Katar’da hüküm süren ilk İranlı sülaledir. Bu bölge üzerindeki İran egemenliği daha sonraları Selçuklular, Atabekler ve Timurlar vasıtasıyla 16. yüzyıla kadar devam etti ve 16. yüzyılda Portekizliler, İngilizler sömürgeci batılı devletlerin yerleşmesiyle İran’ın bölge üzerindeki egemenliği de son buldu ve bölge yeni gelişmelere tanık olundu.
Osmanlı, 1897’den itibaren Osmanlı-İngiliz münasebetlerinde Kuveyt’in birinci plana çıkmasından istifade ile Katar bölgesinde birtakım yeni idarî düzenlemeler yapmak istedi, fakat pek başarılı olamadı. II. Meşrutiyet yıllarında dış politikada içine düşülen yalnızlıktan kurtulmak için 1910’da İngilizlerle başlatılan görüşmelerde Katar’ın statüsü yeniden gündeme geldi. 29 Temmuz 1913’te Londra’da imzalanan, ancak yürürlüğe girmeyen antlaşmanın ilgili maddesinde Osmanlı Devleti Katar yarımadası üzerindeki bütün taleplerinden feragat etti, buranın Şeyh Câsim b. Sânî ve halefleri tarafından yönetilmesi konusunda mutabakata varıldı. Ancak Şeyh Câsim’in ölmesi üzerine yerine oğlu Abdullah’ın tayin edilmesi yine Osmanlı Devleti’nin muvafakatiyle oldu. 1. Dünya savaşı ile birlikte bölgedeki Osmanlı varlığı tamamen sona erdi.
3 Kasım 1916’da Katar Emîri Abdullah ile diğer Körfez şeyhleriyle yaptıklarına benzer bir himaye antlaşması imzaladılar. Bu tarihten bölgede petrolün bulunduğu 1940 yılına kadar milletlerarası politikada gündeme gelmeyen Katar, komşuları Bahreyn ve Suudi Arabistan ile arasında çıkan bazı küçük anlaşmazlıkların dışında önemli bir olayla karşılaşmadı. İngilizlerin 1971’de bölgeyi terk etmesinden sonra bağımsızlığına kavuşan Katar (3 Eylül 1971) hemen arkasından Arap Birliği’ne ve Birleşmiş Milletlere üye oldu. 22 Şubat 1972’de Şeyh Halîfe b. Hamed bir darbe ile emirliği ele geçirdi. Devlet başkanlığının yanı sıra başbakanlık görev ve yetkilerini de elinde toplayan Şeyh Halîfe, öncelikle bütün üyelerini kendi seçtiği bir danışma meclisi kurarak bir anlamda parlamenter rejime doğru bir adım attı. 1974’te ülkedeki petrol şirketlerinin tamamını denetimi altına aldı. Katar halen mutlak monarşi ile yönetilmekle birlikte Körfez ülkeleri arasında birtakım anayasal düzenlemelere giden ilk emirlik olarak dikkat çekmektedir. 1995 yılında Hamed b. Halîfe babasını iktidardan uzaklaştırıp yerine geçti.
İç Problemleri: Yabancı iş gücü ve etnik çeşitlilik diğer Körfez ülkelerinde olduğu gibi Katar’da bazı sosyal problemlere yol açmaktadır. Özellikle Asya kökenlilerin Katar toplumuna entegre olamamaları ve kendi ülkelerine özel birtakım gelenekleri yaşatmaya çalışmaları bir kimlik sorunu ortaya çıkarmaktadır. Asyalıların oranlarının gittikçe artması Katar’ın yerlilerini endişeye sokuyor. Çünkü onların doğu dinlerinin etkisini taşıyan birtakım gelenekleri Katar toplumunda yayılma eğilimi gösteriyor. Ayrıca Asyalıların zamanla önemli bir etnik unsur haline gelmelerinin ciddî bir takım etnik sorunlar doğurabileceği ihtimalini de gözden uzak tutmuyorlar.
Dış Problemleri: Bahreyn’le ilişkileri Havar adaları anlaşmazlığı sebebiyle iyi gitmeyen Katar, 1991 Körfez Savaşı’nda Amerika Birleşik Devletleri’nin tarafını tuttu. Suudi Arabistan’la olan bazı sınır anlaşmazlıkları ise 20 Aralık 1992’de dostane bir çözüme kavuşturuldu.
Ülkede İslâmiyet: İslâm Katar’ın resmî dinidir. Hukuk ve bütün hukukî mevzuat Şeriata dayanmaktadır. Her mahallede üç-dört cami yapıldığından cemaat sürekli olarak camilerde namaz kılmaktadır. Ülkede yaklaşık 1.000 kadar cami bulunmaktadır. Katar hükümetinde bakanlıklardan birisi Vakıflar ve İslâmî İşler Bakanlığıdır.[2]
Ekonomi: Petrol rezervlerinin keşfedilmesinden önce Katar ekonomisi balıkçılık ve inci avcılığına bağlıydı. Ama 1940’larda petrol rezervlerinin keşfiyle ülkenin tüm ekonomisi değişime uğradı. Bu değişim yüksek yaşam standartları ve büyük ülkelerin vatandaşlarına sunduğu sosyal hizmetleri de beraberinde getirdi.
Ülke, dünyadaki en çok gaz rezervlerine sahip ülkeler arasındadır. Bu büyük etken ülke vatandaşlarının refah seviyesini en üst basamaklara taşımıştır. Ülkede hemen hemen hiçbir tüketim maddesi üretilmemekte, dışarıdan ithal edilmektedir. Fakat ülkedeki oldukça az olan vergi oranları ve enerjinin çok ucuz olması bu mallardaki fiyatı oldukça düşük tutması beklentisi doğursa da gıda benzeri tüketim malzemeleri ucuz değildir, ama elektrik ve elektronikte ucuzluk kendisini hissettirmektedir.
2006 yılından itibaren büyük kalkınma hamleleri ile bir anda dünyanın dikkatini üzerine çeken Katar sadece Basra körfezinin değil uluslararası birçok konuyla yakından ilgilenen ülke konumuna geldi. Özellikle İslâm ülkeleri ile yakından ilgilenmeye ve Türkiye ile birlikte yeni işbirlikleri geliştirerek dünya Müslümanlarının meselelerine birlikte çözüm üretmektedirler. Sahip olduğu ekonomik güç sayesinde 21. yüzyılda kendisinden çok büyük yüz ölçümleri ve onlarca milyon nüfusa sahip İslâm ülkelerinden daha etkin konumda olup ihtiyaç halinde derhal yardımlarına koşabilmektedir.
Para Birimi: Katar Riyali (QR)
Kişi Başına Düşen Millî Gelir: 59.143 USD
İhracat ürünleri: Petrol ürünleri %80, gübre, çelik.
İhracat ortakları: Japonya %36.9, Güney Kore %19.4, Singapur %8.2 (2005)
İthalat: 12.36 milyar $
İthalat ürünleri: Makine ve parça, gıda, kimyasallar.
İthalat ortakları: Fransa %11.4, Japonya %10.4, ABD %10.3, Almanya %8.3, Suudi Arabistan %7.2, UK %6.9, İtalya %6.4, Güney Kore %5.5, BAE %4.8 (2005)
Sanayi: 1 tanesi karada 6’sı açık denizde olmak üzere toplam 7 adet doğalgaz üretim noktası vardır. Ülkenin körfeze bakan kısmında ras laffan denen bir endüstri şehri kurulmuştur.
Petrolün varlığı ülkede gübre ve çimento sanayisinin gelişmesine de katkıda bulunmuştur.
Enerji: Elektrik üretimi: 12.4 milyar kWh
Elektrik tüketimi: 11.53 milyar kWh
Ulaşım: Karayolları: 1,230 km, Boru hatları: kondens 319 km; kondens/gaz 209 km; doğal gaz 1,024 km; likit petrol gazı 87 km; ham petrol 844 km,
Limanları: Doha, Halul Adası, Umm Sa’id (Musay’id), Hava alanları: 5
Helikopter alanları: 1
Sağlık: Ülkede bütün sağlık hizmetleri ücretsizdir.
Eğitim: İlmi ve kültür açısından Katar’ın tarihi bağımsızlığından biraz daha eskilere dayanmakta ve 1959 yılında ülkede hazırlanan yeni bir eğitim programı sayesinde ülke eğitiminde açılım yaşandı. Bilim seviyesinin yüksek olduğu bu ülkede hali hazırda 7 üniversite mevcut olup bu üniversitelerde genellikle Mısır, Suriye, Ürdün ve İngiliz kökenli hocalar eğitim vermektedir. Kültür alanında ise Kültür ve Sanat idaresi ülkenin kültürel faaliyetlerine yön verme sorumluluğunu üstlenip kültürel etkinlikler düzenlemektedir. Bu kuruluş ayrıca Katar’ın İslâmî ve Arap kimliğini bölgedeki kültürel konumunu tanıtmak için sürekli olarak muhtelif festivaller düzenlemektedir.
2002 yılına kadar Katarlı öğrenciler yanında 52 farklı ülkeden öğrenci bu üniversiteye devam etti 16.500’ü Katarlı olmak üzere toplam 23.167 öğrenci mezun oldu. Yabancı bazı üniversiteler Katar’da kampüs açtı.
Milli Günü: 3 Eylül 1971
Üyesi Olduğu Uluslararası Kuruluşlar: BM, İİT[3] (İslâm İşbirliği Teşkilatı), Arap Birliği.
[1] www.ticaret.gov.tr (Ekim-2021 Erişimi)
[2] İslâm Dünyası, Ahmet Kavas.
[3] oic-oci.org