Irak
Resmî Adı: Irak Cumhuriyeti (IQ)
Başkenti : Bağdat
İdarî Bölümler: 18 Bölge: Anbar, Basrah, Muthanna, Qadisiyah, Najaf, Arbil, Sulaymaniyah, Ta’mim, Babil, Bağdat, Dahuk, Dhi Qar, Diyala, Kerbala, Maysan, Ninawa, Salahaddin, Wasit.
Yüzölçümü: 441.839 km2.
Nüfusu : 40.132.000 (2021)[1]
Nüfus Artış Oranı: %2,66
Etnik Yapısı: Nüfusun %77,1’ini Arap, %19,0’unu Kürt, %1,4’ünü Türkmenler ve %0,8’ini İranlılar teşkil eder. Kuzeydeki Kürtlerle, orta bölümde yaşayan Türkler ve Araplar Sünni, güneydeki Araplar Şii’dir. Bölge topraklarında yaşayan toplumun bu farklı yapısı, emperyalistler İngilizler tarafından sürekli kullanılmıştır.
Ortalama İnsan Ömrü: 69 yıl.
Din: Müslüman %97 (Şii %60-65, Sünni %32-37), Hıristiyan ve diğerleri %3.
Dil : Arapça (Resmi), Türkçe, Kürtçe ve Süryanice.
Coğrafî Durumu: Orta Doğu’da, Basra Körfezine, İran ve Kuveyt arasında kıyısı olup kuzeyde Türkiye, batıda Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan ve doğuda İran ile komşudur. Ülkede daha fazla çöl iklimi hâkimdir; kışlar soğuk, yazlar kuru, sıcak ve bulutsuz geçer. İran sınırında bataklıklar, İran ve Türkiye sınırı boyunca sıra dağlar yer alır. Türkiye’den çıkan Fırat ve Dicle nehirleri ülkeyi kuzey-batıdan güneydoğuya doğru bir damar şeklinde kat eder ve Basra körfezine dökülürler. Batısı ve güneyindeki uçsuz ve bucaksız çöller verimsiz ve çorak yerlerdir.
Doğal kaynakları: Petrol, doğal gaz, fosfat, sülfür
Arazi Kullanımı: Tarıma uygun topraklar %13.12’dir.
Sulanan Arazi: 35,250 km²
Doğal Afetler: Kum fırtınaları, su baskınları.
Yönetim Şekli: Federal Parlamenter Demokrasi.
Siyasî Partiler: Irak’ta resmen tanınmış olan tek siyasi parti Arap Sosyalist Baas Partisi’dir. Bu partinin savunduğu Baas ideolojisinin kurucusu ve fikir babası Hıristiyan asıllı Mishel Eflak’tır. Bu ideoloji sosyalizm, laiklik ve Arap kavmiyetçiliği ilkeleri üzerine oturur.
Tarihi: En eski Şark medeniyetlerinin doğduğu Mezopotamya, 633-642 yılları arasında, İslâm toprakları arasına girdi. Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde, Irak en parlak dönemini yaşadı. Bağdat, dünyanın ticaret ve kültür merkezi haline geldi. 1258-59 yıllarında Moğol istilasına uğradı ve özellikle Bağdat yerle bir edildi. Tarihi kaynaklar, Dicle nehrini günlerce mürekkep rengiyle aktığı ve binlerce ciltlik kitabı Basra körfezine taşıdığını acı bir gerçek olarak kaydeder. 1444-1467 yıllarında, Akkoyunluların hâkimiyetinde olan Irak, 1499-1508 arasında Safevilerin istilasına uğradı. 1534’de, Bağdat’ın Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra, Irak’ta 20. Yüzyılın başlarına kadar Osmanlı idaresi hüküm sürdü. Kasım 1914’de, İngiliz-Hind birlikleri Basra’ya çıktı. 1920’de San Remo antlaşmasıyla Irak, İngiliz mandası oldu. Zaman zaman ortaya çıkan milliyetçilik hareketlerini bastıran İngilizler, idareyi kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden devlet devrim konseyine bırakmayı daha akılcı buldular. Konsey başkanları, Batı-Doğu bloku arasında sık sık çizgi değiştiren yollar izlediler. Günümüze kadar, Irak’ta ihtilallerle konsey başkanları devrildi ama baskıcı, ezici ve zulmedici dikta rejimleri devam etti.
1979’da Devlet Başkanı olan Saddam Hüseyin iktidara gelir gelmez, Eylül 1980’de sudan bahanelerle İran’a saldırdı. Burada ilginç iki nokta; Irak, savaşta kullandığı silahları, petrol karşılığında ABD ve Fransa’dan satın aldı. İran’a da satan ülke yine ABD, hem de İsrail aracılığı ile ve hem de petrol karşılığı. Ortadoğu Petrolü ve Amerikan silahı ile 8 yıl süren anlamsız ve acımasız savaş. Silahlar ABD’den, savaşmak Müslümanlardan… Sonuç, Müslümanlar mezara doğru, petrol ise Hıristiyan dünyasına doğru aktı, gitti. Saddam, Bağdat yakınlarına Fransızlara Nükleer Reaktörü inşa ettirdi. İnşası bitmeden İsrail tarafından bombalanarak yok edildi. Elde kalan borç ve enkazdan başka bir şey değildir. İş bununla da bitmedi.
2 Ağustos 1990 günü Irak, ABD’den aldığı yeşil ışıkla Kuveyt’i bir gecede işgal etti.
Irak’ın İşgali: ABD ve İngiltere öncülüğündeki koalisyon kuvvetleri Irak’ı kitle imha silahlarından arındırmak, Saddam Hüseyin’in teröre verdiği desteği kesmek ve Irak halkını özgürleştirmek gerekçeleriyle Irak’taki Baas rejimine karşı saldırıya geçti. 20 Mart 2003’te başlayan hava saldırısı ve onu takip eden kara harekâtı sonunda 9 Nisan 2003’te başkent Bağdat’a giren koalisyon güçleri Saddam Hüseyin iktidarını devirdi.15 Nisan’da Irak tümüyle koalisyon güçlerinin denetimine geçti. Bundan sonra bir süre belli bir direniş gerçekleşmedi. Aralık 2003’te Saddam Hüseyin yakalandı ve idam edildi. İşgalci ABD güçlerine karşı bir direniş başladı ve günümüzde de bazen çok şiddetli olarak yer yer devam etmektedir
İç Problemleri: Şiiler ile Sünniler arasında derin bir ayrışma ortaya çıkmış ve adeta iç savaşı andıran, günümüzde de devam eden şiddetli çatışmalar yaşanmaktadır. Terör örgütleri tarafından da düzenlenen saldırılarda çok sayıda insan ölmüştür. 2008 başlarında işgalin başladığı Mart 2003’ten beri 4020 civarında ABD askeri ölürken 1 milyondan fazla Iraklının şiddet, çatışma ve direniş olayları sonucu öldüğü belirtilmiştir. ABD’nin Iraklı tutuklulara yaptığı işkenceler skandallara yol açmıştır.
Dış Problemleri: Irak’ın bütün komşularıyla problemleri vardır. Kuveyt’i işgal ederken gerekçe olarak kullandığı sınır problemi Irak’ın yıllar önce ortaya atmış olduğu ancak İran’la savaşı dolayısıyla gündem dışı tuttuğu bir problemdi. Anlaşmazlığa yol açan bölge buraları bir süre işgalinde tutan İngiltere’nin çekilirken, Irak’a mı Kuveyt’e mi ait olduğunu kesin şekilde belirlemeden, gerektiğinde kullanılmak üzere problem olması için bıraktığı bölgeydi. Irak, Körfez savaşı sonrasında içine düştüğü durum dolayısıyla Kuveyt’in tartışmalı bölge üzerindeki hâkimiyetine göz yumuyorsa da bu bölge üzerindeki hak iddiasından vazgeçmiş değildir.
1980’de İran - Irak savaşına yol açan sınır problemi de eskidir.
Irak’la Türkiye arasında Fırat ve Dicle ırmakları sularının kullanımı konusunda bazı anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Irak, Körfez savaşı sonrasında içine düşmüş olduğu durum dolayısıyla bu meseleyi de gündem dışı tutuyorsa da ileride bu konunun iki ülke arasında herhangi bir probleme yol açıp açmayacağı konusunda kesin bir şey söylenemez.
Her ikisi de Baas rejimiyle yönetilmesine rağmen Irak’la Suriye yıllardan beridir anlaşamamaktadır. Körfez savaşında da Suriye, Irak’a karşı cephe içinde yer aldı. Bunun yanı sıra Irak da Suriye’deki rejime muhalif siyasî gruplara siyasî ve lojistik destek vermektedir. Son yıllarda bu iki ülke arasında kısmen bir yumuşama yaşandıysa da problemler çözülmemiştir ve husumet devam etmektedir.
Irak’ın en önemli dış meselesi ise belki, BM tarafından sürekli uzatılan ekonomik ambargo uygulamasıdır.
Ülkede İslâmiyet: SCIRI (Irak İslam Devrim Yüksek Konseyi) özünde ‘el-Dava el-İslâmiye Partisi’nin bir dalıdır. Örgüt 1982’de Tahran’da Irak’taki Baasçı rejime muhalif bir şemsiye grup olarak kuruldu. İlk başkanı Ayetullah Bekir el-Hakim idi.
Baas (Diriliş) Partisi’nin iktidarı ele geçirmesinden sonra izlenen baskı politikası Irak’taki İslâmî faaliyetlere büyük darbe vurdu ve açıktan İslâmî faaliyette bulunulmasına imkân bırakmadı. Uygulanan baskı politikası İslâmî düşünce sahibi pek çok insanı da vatanını terk etmeye zorladı. Bununla birlikte insanların İslâmî yönden bilgilendirilmelerini ve şuurlandırılmalarını amaçlayan gizli faaliyetler durmadı. Bu faaliyetleri yürüten cemaatlerin başında da Müslüman Kardeşler cemaatinin Irak kolu gelmektedir. Bu cemaatin faaliyetlerinin gençler arasında basite alınamayacak bir etkisi oldu. Halkın çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Irak Kürdistanı’nda faaliyet yürüten Irak Kürdistanı İslâm Birliği adli örgütün mensupları da Müslüman Kardeşler çizgisindedirler. Bu örgüt eğitime ve kültürel faaliyetlere ağırlık vermekte bölgede hâkimiyeti ele geçirme mücadelesi veren gruplar arasındaki çatışmalardan uzak durmaya çalışmaktadır.
Irak Kürdistanı’nda faaliyet yürüten bir diğer İslâmî cemaat de Şeyh Osman ibn Abdilaziz’in kurduğu ve halen liderliğini kardeşi şeyh Ali ibn Abdilaziz’in yaptığı Irak Kürdistanı İslâmî Hareketi’dir. 1994 başlarında bu hareketin mensuplarıyla Talabanî’nin milisleri arasında bazı çatışmalar oldu. Bu örgütün merkezi ünlü katliama sahne olan Halepçe şehrinde bulunmaktadır.
Irak halkının çoğunluğunu oluşturan Şii cemaat arasında en etkili olan örgüt Irak İslâm Devrimi Yüksek Meclisi’dir. 1982’de kurulan ve liderliğini Muhammed Bekr el-Hâkim’in yaptığı bu meclis çalışmalarını daha çok İran’dan yürütmektedir.[2]
Ekonomi: Irak topraklarının %12,5’ini ekili-dikili alanlar, %9,2’sini çayır ve otlaklar teşkil eder. Arpa, buğday, sebze ve hurma tarımı yanında, koyun, keçi ve sığır yetiştiriciliği geleneksel olarak yapılmaktadır. Tarımda modernleşme, dünya genelinde düşünülürse yok denecek kadar azdır. Nedeni, modernizasyonun eğitim seviyesiyle doğru orantılı oluşu. Bugün, Irak’ın eğitim seviyesi pek de iç açıcı değildir. Okur-yazarlık oranı erkeklerde %65, kadınlarda %26 dolayındadır.
Irak’ın 19. ve 20. yüzyılda, tarihî platformdaki yeri ve dünya sahnesindeki rolü; şüphesiz sahip olduğu petrol ve doğalgaz yatakları ile yakından ilişkilidir. Özellikle dünya petrol rezervleri ve üretimde söz sahibi olması, tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. 1920’lerde çıkarılması başlayan Kerkük petrolleri, ülkenin ve aynı zamanda dünyanın en zengin petrol yataklarını oluşturur. İkinci petrol bölgesi ise, Basra yakınlarındaki Rumeyle havzasıdır. Irak’ın toplam petrol rezervi 38,5 milyar varildir. Bu değerle Irak, Suudi Arabistan (167 milyar varil), Kuveyt (82,7 milyar varil), Bağımsız Devletler Topluluğu (Ekserisi Türk Cumhuriyetlerinde 81 milyar varil) ve Meksika (49,2 milyar varil)’den sonra dünyada 5. sıradadır. Irak, 1988’de yıllık 936 milyon varil ham petrol üretimiyle yine petrol üreten ülkeler arasında ilk sıralardadır.). Gelir düzeyini bu kadar ortalamada yüksek oluşu ve bugünkü Irak halkının yaşantısı taban tabana zıt iki olgudur.
Tarım ürünleri: Buğday, arpa, pirinç, sebze, pamuk, büyükbaş hayvan, koyun.
Para Birimi: Yeni Irak Dinarı (NID)
Kişi Başına Düşen Millî Gelir: 4.737 ABD Doları[3]
İhracat ürünleri: Ham petrol
İhracat ortakları: ABD %49.7, İtalya %10.4, İspanya %6.3, Kanada %5.6
İthalat Ürünleri: Gıda, tıbbi malzeme, sanayi ürünleri
İthalat Ortakları: Türkiye %23.3, Suriye %23, ABD %11.6, Ürdün %6.2
Saddam 1989 yılında, ithalatının %12,5’ini ABD ile gerçekleştirmiş, İthalatta ikinci sırada ve %12,5 oranla Almanya yer almış. İngiltere, Romanya, Fransa ve İtalya ülkelerinin payları toplam %23,1’i bulmaktadır. İhracatında ise, yine ABD %19,2’lik bir payla birinci sırada yer alıyor. Brezilya %12,7, Japonya %9,1, Fransa, İtalya, İspanya, Hollanda ve Yugoslavya’nın toplam payları %24,3’ü oluşturmaktadır. Ancak aynı yıllarda, Türkiye’nin payı, ithalatta %9,2, ihracatta %11,7 olarak gerçekleşmiştir.
Sanayi: Petrol, kimyasallar, tekstil, yapı malzemeleri, gıda maddeleri
Enerji: Elektrik üretimi: 31.7 milyar kWh
Elektrik tüketimi: 33.3 milyar kWh
Elektrik ithalatı: 2.02 milyar kWh
Ulaşım: Demiryolları: 2,200 km, Karayolları: 45,550 km, Su yolları: 5,279 km, Boru hatları: Doğalgaz 2,228 km; likit petrol gazı 918 km; ham petrol 5,506 km; petrol ürünleri 1,637 km, Limanları: Al Basrah, Khawr az Zubayr, Umm Qasr, Hava alanları: 110, Helikopter alanları: 8
Üye Olduğu Uluslararası Örgütler: IDB (İslâm Kalkınma Bankası), IMF, OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı, OIC (İslâm İşbirliği Teşkilatı) UN (Birleşmiş Milletler)
Eğitim Sistemi: Irak Eğitim Sistemi’ne göre, ilk olarak, zorunlu olmayan 04-06 yaş grubunu kapsayacak şekilde iki yıllık bir anaokulu eğitimi vardır. Anaokulu çocukları ilkokula hazırlama görevi üstlenmiştir. Burada temel eğitim (giyim-kuşam, sabah erken gelme, oturma, temizlik ve konuşma adabı öğretilir vb.) verilir. Eğitim, konuşma ve dinlemeye dayalıdır. Bütün Irak vatandaşları için ücretsiz olarak anaokulu eğitimi verilir. Anaokulundan sonra altı yıllık zorunlu ilköğretim süresi başlar. Ardından yine altı 6 yıllık ortaöğretim süresi başlamaktadır. Ancak ortaöğretim iki seviyeden oluşmaktadır. Ortaöğretimin ilk üç yılını ortaokul aşaması oluşturur. Geriye kalan diğer üç yılını ise lise aşaması meydana getirir. Lise aşaması genel ve meslekî eğitim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Öğrenciler ortaokul üçten sonra tercihe göre eğitimlerine devam etmektedir. Irak Eğitim Bakanlığının yapısına göre temel eğitim, ilk dokuz yılı oluşturmaktadır. Bunlardan ilk altı yıl ilköğretim, son üç yıl ise ortaöğretimin ortaokul aşamasıdır. Ayrıca temel eğitim süresi kademeli bir şekilde uygulanır ve uygun görülen yerlerde okul açılabilir. Bakanlığa bağlı bütün anaokulu, enstitü ve kolejlerde eğitim ücretsizdir. 0-6 yaş grupları için ilköğretim kademesi ücretsiz olup zorunlu bir eğitime tabidir. Ayrıca Eğitim Bakanlığı, gerekli gördüğü takdirde, görme ve işitme engelliler için ayrı okullar açabilir. Bunun yanı sıra üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilere ayrı sınıflar açarak himayesine alabilmektedir. Irak Eğitim Sistemi’nde, anaokulundan başlayıp üniversiteye kadar bütün eğitim aşamaları ücretsizdir ve öğrencilerin öğrenim süresi boyunca bütün ihtiyaçları (kırtasiye, kitap) devlet tarafından karşılanmaktadır
Irak’ta Türkçe eğitim yapan 425 anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise vardır. Bunların sadece 76’sı tam olarak Türkçe eğitim yapmaktadır. Bu okullardan 63’ü Kerkük, 11’i Erbil ve 2’si de Kifri’de bulunmaktadır.
[1] www.ticaret.gov.tr (Ekim-2021 Erişimi)
[2] www.enfal.de (Ekim-2021 Erişimi)
[3] www.ticaret.gov.tr (Ekim-2021 Erişim)