Fas Krallığı
Resmî adı: Fas Krallığı (MA)
Başkenti: Rabat
Önemli Şehirleri: Dâru’l-Beyza (Kazablanka), Fas, Merakeş, Meknes, Ucda, Tanca, Tatvan, Ağâdir, el-Cedide, Kenitra, Safi. Kazablanka,
Yüzölçümü: 710.850 km2.
Nüfusu : 36.313.000 (2021) [1]
Km2 Başına Düşen İnsan Sayısı: 58
Ortalama İnsan Ömrü: 63 yıl
Dil: Arapça (Resmî Dil), Fransızca (Ticarî ve Diplomatik dil), Berberice de konuşulur.
Din: Resmî din İslâm’dır. Halkın %98,7’si Müslümandır. Müslümanların büyük çoğunluğu Malikî, az bir kısmı Hanefîdir. Avrupa asıllı olan Hıristiyanların oranı %1, Yahudilerin oranı da %0,5’tir.
Coğrafî Durumu: Afrika kıtasının kuzeybatı ucunda yer alan ve Kuzey’de Cebelitarık Boğazı ve Akdeniz, doğuda Cezayir, güneyde Moritanya ve batıda Atlas Okyanusu ile çevrili olan Fas, Cebel-i Tarık boğazına hâkim stratejik bir konuma sahiptir. Cezayir sınırı 1,617 km. Moritanya sınırı 1,213 km. olup Akdeniz ve Atlas Okyanusundaki sahil şeridi 3.500 kilometreyi geçmektedir. Kuzey’deki Sebta ve Melillia kentleri İspanyol idaresi altındadır. Atlas dağları ülkeyi güneyden kuzeye kesmekte, kuzeyde ise Rif sıradağları Akdeniz’e paralel olarak uzanmaktadır.
Yönetim Şekli: 1912-1956 yılları arasında Fransız ve İspanyol himayesinde kalan Fas, 1956’da tekrar bağımsızlığına kavuşmuş, zamanla Anayasa’ya dayalı meşrutî bir krallık hüviyetine bürünmüştür. Fas, Kral’ın geniş yetkilerle donatıldığı, iki meclisli (Temsilciler Meclisi ve Danışmanlar Meclisi) parlamenter bir monarşi rejimiyle idare edilmektedir. Kral hem devlet başkanı, hem de dinî liderdir. Başbakan ve ‘Egemenlik Bakanlıkları’ olarak adlandırılan Adalet, İçişleri, Dışişleri ve Din İşleri Bakanları, Kral tarafından doğrudan atanmaktadır. Savunma Bakanlığını ve Genel Kurmay Başkanlığını ise bizzat üstlenen Kral, Başbakanın teklifi üzerine hükümeti oluşturacak diğer Bakanları da atamaktadır. Hükümet, Kral’a ve Temsilciler Meclisine karşı sorumludur. Ülke idarî bakımdan 16 eyalet ile 2 valiliğe bölünmüştü
Siyasî Partiler: İstiklal Partisi: Merkez sol bir partidir. Sosyalist Halkçı Güçler Birliği: Solcu anlayışa sahip olan bu parti en son genel seçimlerde parlamentoda 48 üyelik kazanarak birinci parti olmuştu. Özgürlük İçin Milli Birlik Partisi: Kral yanlısı merkez sağ bir partidir. Sosyalist Birlik Partisi: Haziran 93 seçimlerinde yukarıda sözü edilen ‘Demokratik Blok’ ittifakına katılan partilerdendi. Sosyalizm ve Gelişim Partisi, Demokratik Milli Parti: Liberal batıcı anlayışa sahip ve kral yanlısı, sağcı bir partidir. En son genel seçimlerde parlamentoda 24 üyelik kazandı.
Tarihi: Fas toprakları İslâmî tarih kaynaklarında ‘el-Mağribu’l-Aksa’ (Uzak Batı) olarak adlandırılır. Kuzeybatı Afrika ülkelerine tümüne Mağrib (batı) denir. Bu topraklara ilk olarak 686 yılında Ukbe bin Nafi (r.a.) komutasındaki İslâm orduları gelmişlerdir. Ukbe bin Nafi (r.a.) Mağrib’in bir kısmını fethetti ve burada hilafete bağlı İfrikiyye eyaleti oluşturuldu. Mağrib’in kalan kısmı 688’de bölgeye gelen Hassan bin Nu’man ve 712’de bölgeye gelen Musa bin Nusayr zamanında fethedilmiştir. Musa bin Nusayr’in kumandanlarından olan Tarık bin Ziyad, Cebelitarık boğazını geçerek bugünkü İspanya topraklarına girmiş ve Endülüs İslâm devletinin temelleri bu şekilde atılmıştır. Cebelitarık (Tarık Dağı) Boğazı’na bu adın verilmesi de Tarık bin Ziyad’a nispetledir. Mağrib toprakları İslâm ordularınca fethedildikten sonra 770’lere kadar hilafete bağlı kaldı. 770’lerden sonra yine önemli bir kısmı hilafete bağlı kalmakla birlikte bağımsız bazı küçük Müslüman devletleri de kurulmaya başlandı. Tarihte Mağrib üzerinde kurulmuş olan en önemli İslâm devleti Murabıtlar devletidir. 1056’da kurulan Murabıtlar, zamanla bütün Kuzey Afrika’yı ve Endülüs’ü içine alan 6 milyon km2’lik geniş bir bölge üzerinde hâkimiyet kurmuş ve buralardaki dağınıklığa son vererek bir birlik ve merkezi otorite oluşturmuşlardır. Murabıtlar’ın merkezi bugün Fas sınırları içinde kalan Merakeş’ti.. Murabıtlar 1147 yılına kadar ayakta kalabildiler. Bu tarihten sonra Muvahhidlerin hâkimiyeti altına girdiler. Muvahhidlerin hâkimiyeti de 1269’a kadar sürdü.
1830’da Cezayir’i işgal eden Fransız sömürgeciler Fas topraklarını da işgal edebilmek için çeşitli girişimlerde bulundular. Ancak bazı çıkarları dolayısıyla Alman sömürgeciler buna engel oldular. Fransızlar 30 Mart 1912’de imzalanan Fas anlaşmasına dayanarak Fas topraklarını işgal ettiler. Öte yandan İspanya da Fas üzerinde hak iddia etti ve 27 Kasım 1912’de ülkenin kuzeyde Akdeniz kıyısındaki kesimini işgal etti. Sonuçta 2 Mart 1956’da Fransız işgalciler Fas’tan çekilerek bu ülkenin bağımsızlığını tanımak zorunda kaldılar. 29 Ekim 1956’da İspanyollar kuzeyde işgal altında tuttukları bölgelerin bir bölümünden çekildiler. İspanyollar Fas’ın bazı şehirlerini hâlâ işgal altında tutmaktadırlar. Fransızların çekilmesinden sonra Sultan IV. Muhammed ülke yönetimiyle ilgili yetkileri ele aldı. O’nun yönetimi 26 Şubat 1961’e kadar sürmüştür.
Osmanlı-Fas İlişkileri. Osmanlı devletinin Mağrib ülkeleriyle teması, Müslümanları Endülüs’ten çıkardıktan sonra Haçlı zihniyetiyle hareket eden İspanyolların.
1785’te Fas sultanının damadının başkanlığında gelen bir heyet Cezayir’deki Osmanlı idaresinin kötü davranışlarından şikâyette bulundu. 1. Abdülhamid de mukabil hediyelerle birlikte cevabî mektubunu götüren bir heyet yolladı ve şikâyet konusu durumun düzeltileceğini bildirdikten sonra Osmanlı Devleti’nin o sırada Kırım’ı kurtarmak amacıyla Ruslara karşı girdiği savaş için Fas’tan yardım beklediğini belirtti. Yardımın gecikmesi üzerine aynı yıl içinde ikinci bir heyet gönderildiyse de Cezayir meselesi halledilmediği gerekçesiyle yine yardım gelmedi; ancak daha sonra geç kalmış olmakla birlikte iki gemi gönderildi. 1789 yılındaki 1830 Temmuzunda Fransızlar Cezayir’i işgal edince daha önceleri Fas’a bağlı olan, fakat 300 yıldır Cezayir’deki Osmanlı idaresinin elinde bulunan Tilim-sân şehrinin ahalisi Türklerin bölgeden çekilmesiyle hamisiz kaldı ve gönderilen bir heyetle Fas Sultanı Mevlây Abdurrahman’dan biatlerinin kabulü istendi. Kendilerinin Osmanlı padişahına tâbi olmaları dolayısıyla durumu Fas ulemasından soran sultan müsbet cevap alınca Tilimsânlılar’ın biatlerini kabul etti ve böylece Osmanlı devletinin bölge ile mevcut organik bağı kesilmiş oldu.
İç Problemleri: Önemli iç problemi Batı Sahra meselesidir. Bu mesele sömürgeci güçlerin bir mirasıdır. İspanyolların ve Fransızların Batı Sahra’yı işgal altında tuttukları dönemde bu işgal güçlerine karşı bağımsızlık savaşı vermek üzere kurulan Polisaryo Cephesi, Fas’ın ve Moritanya’nın bağımsız olmasından sonra yön değiştirerek Batı Sahra’da bağımsız bir devlet kurmak amacıyla bu iki ülkeye karşı gerilla savaşı başlattı. Bugün Fransa ve İspanya başta olmak üzere bazı Batılı ülkeler tarafından desteklenen Polisaryo Cephesi, Batı Sahra’nın bazı bölgelerini hâkimiyetine almıştır. Ancak 1993 yılında cephe gerillalarından ve komutanlarından bazılarının hükümet tarafına geçmesi üzerine ele geçirmiş olduğu toprakların önemli bir kısmını kaybetti. Batı Sahra meselesi ekonomik yönden Fas’a büyük yük yüklemektedir. Sömürgeci güçler Batı Sahra’nın zengin fosfat rezervlerine sahip olması dolayısıyla bu bölgeye özel önem vermektedirler. Batı Sahra halkını, sahravi diye adlandırılan Sahra Berberileri oluşturmaktadır. Fas’ın ikinci bir iç meselesi Berberi meselesidir. Fransız sömürgeciler Fas’ı işgal ettikten sonra bu ülkenin halkını Araplar ve Berberiler diye ikiye ayırdılar ve bunları birbirine düşman etmek için çeşitli yollara başvurdular. Fransızlar Berberilerin tarih boyunca Araplar tarafından mağdur edildikleri, kendi gerçek kimliklerinden uzaklaştırıldıkları iddiasını ortaya atarak onları yeniden İslâm öncesi hayatlarına döndürme çabası içine girdiler. Bu amaçla Berberilerin yaşadıkları bölgeleri diğer bölgelerden ayırarak buralara kısmi özerklik verdiler. Buna ek olarak kendi yetiştirdikleri adamları vasıtasıyla bir Berberi kavmiyetçiliği akımı ortaya çıkardılar. Bugünkü Berberi meselesi de Fransız işgalcilerin gözetiminde ortaya çıkan Berberi kavmiyetçiliği akımının sebep olduğu bir meseledir. Aslında Berberi halkın büyük çoğunluğu İslâmî kimliğine sahip çıkmakta ve Berberi kavmiyetçiliği akımını desteklememektedir. Bazı Berberiler hâlâ bu akımı ayakta tutma çabası içindedirler.[2]
Dış Problemleri: Fas’ın en önemli dış problemi Sebte ve Melilla meselesidir. Akdeniz kıyısında bulunan ve halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan bu iki güzel şehir bugün hâlâ İspanya işgali altındadır. İspanya yönetimi bu iki şehri zorla ve şiddet kullanarak hâkimiyeti altında tutmaktadır. İspanya yönetimi bu şehirlerdeki Müslümanları azınlık durumuna düşürebilmek için buralara sürekli İspanyolları yerleştirmeye çalışıyor. Melilla’da İspanyollar için ayrı bir site inşa edildi ve Müslümanların bu siteye yerleşmeleri yasak edildi. Fas yönetimi İspanya’nın bu şehirlerdeki işgaline son vererek buraları kendine bırakmasını istiyor. ABD yönetimi Sebte ve Melilla meselesinde İspanya’nın politikasını desteklediğini ve bu şehirlerin İspanya’nın elinden alınmasına çalışılması halinde bu ülkenin yanında yer alacağını açıkladı.
Ülkede İslâmiyet: Fas’ta İslâmî cemaatlerin sayısı 29’u bulmaktadır. Bunların bazıları devletin İslâmîleştirilmesini amaçlayan siyasi faaliyetlerde bulunurken bazıları sadece tebliğ ve eğitim çalışmaları yapmaktadırlar. Bu cemaatlerin çalışma metotları arasında da çeşitli farklılıklar bulunmaktadır. İslâmî cemaatler içinde en geniş kitle tabanına sahip olan ve faaliyetlerini en geniş alana yayan cemaatin ‘Islah ve Tecdid Cemaati’ olduğunu söyleyebiliriz. Islah ve Tecdid Cemaati’nin siyasî parti kurma isteği hükümet tarafından kabul edilmedi. Islah ve Tecdid Cemaati yönetimle herhangi bir çekişmeye girmeden ve daha çok tebliğ ve davet metodunu kullanarak tabana yayılma yolunu tercih etmektedir. Buna rağmen yönetim bu cemaatin çalışmalarına da zaman zaman engel olmakta halka ulaşmasını zorlaştırmak için çeşitli yollara başvurmaktadır. Islah ve Tecdid Cemaati’nin ‘Genel Bildiri’ başlığını taşıyan bir broşüründe yer alan aşağıdaki ifade bu cemaatin amacı hakkında fikir vermektedir: ‘Islah ve Tecdid Cemaati halkımızın bütün yasama, yürütme ve yargı kurumlarını İslâm’a dönüş konusunda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye ve üstlenmiş oldukları role uygun hareket etmeye çağırmaktadır.’
İslâmî cemaatlerin biri de ‘Adalet ve İhsan Cemaati’dir. Bu cemaatin lideri Abdus-Selam Yasin’dir. Adalet ve İhsan Cemaati, Islah ve Tecdid cemaatine nispetle daha sert ve tavizsiz bir tutum izlemektedir. Cemaatin lideri Abdus-Selâm Yasin, 1975 yılında kral II. Hasan’a “Ya İslâm Ya da Tufan” başlığını taşıyan ve 100 sahifeden fazla bir açık mektup yazması üzerine delirmekle itham edilerek hapse atıldı. Aslında Abdus-Selâm Yasin hakkındaki iddia ile karar tam bir çelişki içindeydi. Çünkü delirdiği iddiasının doğru olması O’nun cezaevine değil de akıl hastanesine gönderilmesini gerektirirdi. Üstelik Şeyh Abdus-Selâm Yasin altı ay hiç mahkeme önüne çıkarılmaksızın toplam üç yıl hapiste tutuldu. 1978’de hapisten çıkan Abdus-Selâm Yasin, 1983 yılında “es-Subh (Sabah)” dergisinin ilk sayısında çıkan bir yazısından dolayı tekrar hapse atıldı ve iki yıl hapiste kaldı. Hapisten çıktığı tarih olan 1985 yılından buyana da, başkent Rabat yakınlarındaki Sella şehrinde mecburi ikamete tabi tutulmakta ve gazetecilerin kendisiyle görüşmelerine izin verilmemektedir. Adalet ve İhsan Cemaati’nin siyasî parti kurma talebi de hükümet tarafından reddedildi.
Fas’taki İslâmî cemaatlerin önde gelenlerinden biri de İslâmî Gençlik Hareketi’dir. Bu hareketin kurucusu Fas’ın Seyyid Kutb’u diye adlandırılan Abdul-Kerim Muti’dir. Fas’taki mevcut İslâmî cemaatlerin ileri gelenlerinin çoğunun bu hareketin içinde yetiştiklerini söyleyebiliriz. Yukarıda sözünü ettiğimiz üzere sonradan Islah ve Tecdid Cemaati adını alan İslâmî Cemaat de İslâmî Gençlik Hareketi’nden çıkmıştır. İslâmî Gençlik Hareketi’nin kurucusu Abdul-Kerim Muti’ hakkında iki kez idam kararı verildi ancak bu kararlar infaz edilmedi. Fas’taki diğer İslâmî cemaatlerin bazıları bu ülkeye özgü olmakla birlikte diğer bazıları Fas dışında kurulmuş olan muhtelif İslâmî cemaatlerin birer uzantısı durumundadır. Fas’a özgü cemaatlerden bazıları şunlardır: Tebyin Cemaati, Fas Mücahitleri Örgütü, Allah’ın Askerleri Örgütü, Mukaddes Cihad Örgütü, Devrimci İslâmcı Gençlik Örgütü. Bunların yanı sıra hilafet konusuna ağırlık vermesiyle bilinen Hizbu’t-Tahrir, merkezi Pakistan’da olan ve siyasî alanda herhangi bir faaliyeti bulunmayan Tebliğ Cemaati gibi birtakım akımların da Fas’ta uzantıları bulunmaktadır. Hayra Davet Cemiyeti, Hakka Davet Cemiyeti, Allah’a Davet Cemiyeti, Muhammedi Çağrı Cemaati, Vaaz ve İrşad Cemiyeti gibi birtakım kuruluşlar ise eğitim ve tebliğ çalışmalarına ağırlık vermektedirler. Fas’ta İslâmî uyanış hareketi her geçen gün güçlenmektedir. Özellikle üniversite camiasında İslâmî hareketin artık en güçlü hareket olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Cezayir’deki İslâmî Kurtuluş Cephesi’nin iktidara gelmesinin önlenmesi amacıyla gerçekleştirilen askerî darbe üzerine Fas’ta gösterilen tepkiler ve gerçekleştirilen yürüyüşler de bu ülkede İslâmî hareketin güçlülüğünü ortaya koyuyordu.
Ekonomi: Fas ekonomisi daha çok tarıma, madenciliğe ve turizm gelirlerine dayanır. Tarım ürünlerinden elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %16’dır. Çalışan nüfusun %40’ı tarım alanında iş görmektedir. Ürettiği tarım ürünlerinin başında tahıl, pamuk, ayçiçeği, şeker kamışı, turunçgiller ve çeşitli meyve ve sebzeler gelir. 1992’de 2 milyon 590 bin ton tahıl, 915 bin ton yer bitkileri, 163 bin ton baklagiller, 2 milyon 150 bin ton meyve, 2 milyon 785 bin ton sebze üretilmiştir. Hayvancılık ve balıkçılık da iyi durumdadır. 1992’de 3 milyon 300 bin baş sığır, 17 milyon 25 bin baş koyun, 9 bin baş da domuz bulunuyordu. 1991’de 593 bin ton balık avlanmıştır. Aynı yıl içinde ihraç edilen balıklardan 609 milyon dolar gelir sağlanmıştır. Fas’ın en önemli gelir kaynaklarından biri fosfattır. Fosfat rezervi bakımından dünyada birinci sırada gelmektedir. İhracat gelirlerinin %15’i fosfattan sağlanmaktadır. 1991’de 555 bin ton kömür üretilmiştir. Kömür üretimi iç tüketimin üçte birini karşılamaktadır. Fosfat ve diğer madenlerden elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %3’tür.
1992’de toplam 100 bin varil petrol, 31 milyon m3 doğal gaz üretilmiştir. Fas’ın 1993’teki toplam petrol rezervi 2 milyon varil, doğal gaz rezervi de 1 milyar m3’tü.
Para birimi: Fas Dirhemi (MAD)
Kişi Başına Düşen Millî Gelir: 3.471 USD (2021)
Dış Ticaret: İhraç ettiği ürünlerinin başında fosfat, tarım ürünleri, balık, gıda maddeleri, çeşitli mamul maddeler gelir. İthal ettiği malların başında da ham petrol ve petrol ürünleri, makineler, elektrikli ve elektronik araçlar, gıda maddeleri, kimyasal maddeler, ulaşım araçları ve yedek parçaları gelir. Dış ticaretinde birinci sırayı Fransa alır. Fransa’dan yapılan ithalatın bütün ithalattaki payı %24’tür. Fransa’dan sonra gelen ülkeler ABD, İspanya, Suudi Arabistan ve Hindistan’dır. 1991’deki dış ticaret açığı 2 milyar 583 milyon dolar.
Sanayi: Fas’ta sanayi nispeten iyi durumdadır. Bazı ağır sanayi tesisleri kurulmuştur. Bunların başında motorlu araçlar ve araba lastiği üreten fabrikalar gelir. Ayrıca petrol arıtma tesisleri de bulunmaktadır. Diğer sanayi kuruluşları kimyasal maddeler üretimi, dericilik, tekstil, konfeksiyon, mobilya, kâğıt, kauçuk, plastik, inşaat malzemeleri üretimi, metal işleri, elektrikli araç üretimi ve gıda maddeleri üretimi üzerinedir. Sanayi kuruluşlarının %80’i ülkenin nüfusça en kalabalık şehri olan ed-Dâru’l-Beyza’dadır. Sanayi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %19’dur. Çalışan nüfusun %7.3’ü sanayi sektöründe iş görmektedir.
Enerji: Fas petrol ve doğal gaz rezervine de sahiptir. Ancak şimdilik üretilen petrol iç ihtiyacı karşılamamaktadır.
Ulaşım: Başkent Rabat, Dâru’l-Beyza (Kazablanka) ve Tanca’da uluslararası trafiğe açık birer havaalanı bulunmaktadır. Bunlardan başka tarifeli sefer yapılabilen 13 havaalanı mevcuttur. Fas’ın sahil şeridi üzerinde bulunan bütün şehirlerinde liman mevcuttur. Bunlardan Daru’l-Beyza ve Tanca limanları başta olmak üzere birçoğu ithalat ve ihracatta kullanılmaktadır. Fas’ın 100 grostonun üstünde yük taşıyabilen 492 gemisi bulunmaktadır. 800 km.’si elektrikli olmak üzere 2.000 km. demiryolu, 26.000 km’si asfaltlanmış olmak üzere 60.000 km. karayolu mevcuttur. Fas’ta ortalama 26 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir
Sağlık: 250 kadar hastane, 6200 doktor, 750 diş doktoru, 25.000 hemşire mevcuttur. 4.306 kişiye bir doktor düşmektedir.
Eğitim: İlköğretim zorunlu ve parasızdır. Altı yaşından başlayarak beş yıl sürer. Bundan sonra üç yıl ortaokul, dört yıl lise öğretimi sürer. Ülkede 4052 ilkokul, 1300 genel ortaöğretim kurumu, 600 mesleki ortaöğretim kurumu mevcuttur. Resmi okulların yanı sıra çok sayıda Kur’an ve din eğitimi veren medrese ve kurs bulunmaktadır. Bunun yanı sıra resmi okullarda da Kur’an dersleri verilmektedir. Fas’ta 6 üniversite, 29 yüksek okul, 10 araştırma enstitüsü mevcuttur. Üniversite çağındaki gençlerden üniversiteye kayıt yaptıranların oranı %9’dur. Okuma yazma bilenlerin oranı ise %50’dir
Üyesi Olduğu Başlıca Uluslararası Kuruluşlar: BM, Mağrip Arap Birliği (MAB), Arap Ligi, İİT (OIC, Sahil-Sahra Devletler Topluluğu (CEN-SAD), Akdeniz için Birlik (AiB).
Para birimi: Fas Dirhemi.
[1] www.ticaret.gov.tr (Ekim-2021 Erişim)
[2] İslâm Ansiklopedisi, TDV..