Bosna Hersek
Resmî Adı: Bosna Hersek Cumhuriyeti (BA)
Başkenti : Saraybosna (Sarajevo)
Önemli Şehirleri: Tuzla, Foça, Banja Luka, Mostar, Gorajde, Travnik, Zenica.
Yüzölçümü: 51.197 km2
Nüfusu : 3.472.000 (2022). Nüfusun %36,5’i şehirlerde yaşamaktadır.[1].
Etnik Yapı: Bosna-Hersek halkı Boşnak, Sırp, Hırvat ve Slovenlerden oluşur. Boşnakların tamamı Müslüman’dır. Bosnalılar Slav kökenlidirler ve Bosna-Hersek halkı içinde nüfus bakımından birinci sıradadır. Ancak Bosnalıların tamamı Bosna-Hersek’te yaşamıyor. Çok sayıda Bosnalı dünyaya yayılmıştır. Eski Yugoslavya topraklarında kalan Bosnalıların ise %86’sı Bosna-Hersek’te kalanı da çoğu Sırbistan’a bağlı Sancak bölgesinde olmak üzere eski Yugoslavya cumhuriyetinde yaşamaktadır.
Dil: Halkın üç önemli etnik unsuru Boşnakça, Sırpça ve Hırvatça’nın üçü de resmi dildir.
Din: Müslüman: %43,7, Ortodoks Hıristiyan olan Sırplar:%31.3, Katolik Hıristiyan olan Hırvatlar: %17.3, Katolik ve Protestan Hıristiyan olan Slovenler: %5,5.
Coğrafî Durumu: Güneydoğu Avrupa’da bulunan Bosna-Hersek, kuzeyden ve batıdan Hırvatistan, doğudan Sırbistan, güneyden Karadağ ile çevrilidir. Güneyden Adriya denizine 20 km kıyısı vardır. En önemli akarsuları Drina, Bosna, Sava, Vrbas ve Neretva ırmaklarıdır. Bosna ülkenin kuzey bölgesinin, Hersek ise güney bölgesinin adıdır. Arazisi genellikle dağlıktır. Topraklarının %22’si tarım alanı, %27’si otlak, %30’u orman ve çalılıktır. Ülkeye ılımlı bir iklim hâkimdir.
Yönetim Şekli: 31 Mayıs 1994’te Boşnak-Hırvat federasyonu denilen federal bir sisteme geçildi. Bosna-Hersek’li Hırvatlarla Boşnak Müslümanlar arasında imzalanan anlaşmaya göre bir geçici yönetim oluşturuldu. Bu yönetimde cumhurbaşkanı Hırvatlardan, başbakan Boşnaklardan seçildi. 6’sı Boşnak, 5’i Hırvat 11 bakandan oluşan bir hükümet kuruldu.
Bosna-Hersek BM üyesidir.
Siyasî Partiler: İç savaş öncesinde örgütlenmiş olan siyasî partiler şunlardı: Demokratik Eylem Partisi (SDA): Aliya İzzetbegoviç liderliğindeki bu parti Müslümanlar tarafından destekleniyordu. Sırp Demokrat Partisi: Sırp milliyetçisi olan bu parti ülkedeki Sırp unsur tarafından destekleniyordu. Hırvat Demokratik Birliği: Hırvatlar tarafından desteklenen ve Hırvat milliyetçisidir. Sosyalist Demokratik Parti: Eski Yugoslavya’ya hâkim olan ideolojiyi savunur.
Tarihi: Osmanlı’nın bölgeyi fethetmesinden önce Bosna, Bizanslıların ve yerli hanedanların yönetiminde kaldı. Bölgeye ilk Türk akınları 1386’da başladı. Bu sıralarda Bosna ayrı bir krallıktı. Sonraki yıllarda Bosna’ya yönelik akınlar devam etti ve Osmanlı yönetimiyle Bosna kralı II. Tvrtko arasında bir anlaşma yapıldı. Ancak ödenmesi gereken haracı Fatih Sultan Mehmed’in tahta geçmesinden sonra kesti. Bunun üzerine Fatih, Bosna kralına karşı savaş açtı. Bu savaşta kral yakalanarak öldürüldü. 1463’te de bütün Bosna Osmanlı topraklarına katıldı. Bosna’da İslâmî bir etnik oluşumun ortaya çıkması da bu olayla başladı. 1483’te Hersek dükalığının da Osmanlılara katılmasıyla bu bölgede İslâmiyet daha da güçlendi ve Müslümanların sayısı artmaya başladı. Bosna-Hersek’te, Osmanlıların yönetimi altındaki Avrupa topraklarının hiçbir yerinde görülmemiş şekilde topluca İslâm’a katılımlar oldu. Bosna-Hersek topraklarını 400 yıldan fazla bir süre yönetiminde tutan Osmanlı bu bölgeye büyük hizmetler götürmüş, büyük camiler, medreseler, ilim merkezleri vs. inşa etmiştir. Bosna-Hersek’in bugünkü başkenti Saraybosna (Sarayevo) Osmanlı döneminde Avrupa’nın en önemli ilim merkezlerindendi. Bu şehir bugün hâlâ Osmanlı döneminden kalma cami ve medreselerle doludur. Ancak Saraybosna Osmanlılardan sonra bir ilim merkezinden bir turizm merkezine dönüştürüldü. 1878’de Bosna-Hersek toprakları Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edildi. Daha sonra Berlin anlaşmasıyla bu topraklar adı geçen imparatorluğa verildi. Bu işgalden sonra çok sayıda Bosna-Hersekli Müslüman Anadolu’ya veya henüz Osmanlı’nın elinde olan Avrupa topraklarına göç etti. Bosna-Hersekli Müslümanlar 1900’da Mostar müftüsü Ali Fehmi Cabiç’in liderliğinde işgal yönetimine karşı bir mücadele başlattılar. Bu mücadele sonunda Bosna-Hersek Müslümanları özerk bir yönetime kavuştular. Ancak 1912’de Osmanlıların Balkanlardan çekilmek zorunda kalması ve ardından I. Dünya savaşının patlak vermesi üzerine Balkanlar’da bir idarî boşluk ortaya çıktı. Bunun sonucunda da bölgede çok sayıda küçük devlet kuruldu. 1918’de Sırbistan, Karadağ ve yıkılan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Slavların yaşadığı kesimlerinin birleşmesiyle bölgedeki Slav kökenli toplumları bir araya getiren bir devlet kuruldu. Bosna Hersek toprakları da bu devletin sınırları içine girdi. Sırbistan kralı kurulan bu yeni devletin krallığına getirildi. Bu devletin adı 1929’da Yugoslavya krallığı oldu.
Yugoslavya Almanlar tarafından işgal edildi. Savaşın devam ettiği yıllarda ve Alman işgali altında Sırp çeteleri Müslümanlara karşı bir soykırımı uygulayarak 100 bin Müslüman’ı şehid ettiler.
Yakın Tarih: Savaş sonrasında 13 Ocak 1946’da ülke yeniden bağımsızlığına kavuştu. Ancak bu bağımsızlık hareketinde Komünist Parti yanlıları önemli bir rol üstlendiklerinden bağımsızlık sonrasında da ülkede yönetimi ele geçirdiler. Ülkenin resmi statüsünü de federal cumhuriyetler birliği olarak belirlediler. Buna göre Yugoslavya altı cumhuriyet ile iki özerk bölgeden oluşacak, bu cumhuriyetlerden birisi de Bosna Hersek Cumhuriyeti olacaktı. Komünistlerin yönetimi ele geçirmeleriyle Müslümanlar üzerindeki baskı uygulamaları da şiddetlendi. İslâmî vakıfların bütün mallarına el konuldu. Camiler, medreseler ve tekkeler kapatıldı. Yıkılan ve tahrip olan camilerin tamir edilmesine izin verilmedi. İslâmî günlerde ve bayramlarda tatil yapılması yasaklandı. Bunun yanı sıra Müslümanların üzerinde yoğun bir dinsizlik ve Slavcılık propagandası başlatıldı. Çeşitli bahanelerle çok sayıda Müslüman hapse atıldı. Bunların birçoğu ağır işkencelere tabi tutuldu. Komünist rejimin bu baskı uygulamaları da çok sayıda Bosna-Hersekli Müslüman’ı, Türkiye’ye veya çeşitli Avrupa ülkelerine sığınmak zorunda bıraktı. 1975 yılından sonra yönetim Müslümanlar üzerindeki baskıyı kısmen hafifleterek bazı geleneksel İslâmî kurumların yeniden işlev kazanmasına imkân sağladı. Bu yumuşama üzerine bazı camiler ve medreseler yeniden açıldı. Küçük çapta da olsa bir yumuşamayla bazı dini kurumların yeniden hayata geçirilmesi Müslümanlar arasında hızlı bir İslâmî uyanışa zemin hazırladı. Sonraki yıllarda doğu bloku ülkelerinde ortaya çıkan gelişmeler Yugoslavya yönetimini de çok partili demokratik sisteme geçmeye zorladı.
Müslümanlar, inancından dolayı yıllarca hapiste kalmış olan Aliya İzzetbegoviç’in liderliğinde Demokratik Eylem Partisi’ni (SDA) kurdular. Bu parti Bosna-Hersek’te Aralık 1990’da genel seçimleri kazanarak lideri Aliya İzzetbegoviç cumhurbaşkanı oldu. Yugoslavya’da demokratikleşme hareketinin başlaması ile birlikte bağımsızlık hareketleri de gün yüzüne çıktı. Yugoslavya birliğini oluşturan cumhuriyetlerin halkları bağımsızlıklarına kavuşabilmek için mücadeleler başlattılar. Bosna-Hersek de 1 Mart 1992’de gerçekleştirdiği referandum sonrasında bağımsızlığını ilan etti. Ancak Sırplar hemen arkasından Bosna-Hersek yönetiminde söz sahibi olan Müslümanlara karşı savaş açarak bu yeni bir katliam hareketi başlattılar. Hırvatistan ve Slovenya’nın bağımsızlık mücadelesine destek olan Avrupa ülkeleri ve ABD Bosna-Hersek’i Sırp vahşeti karşısında yalnız bıraktı. Bosna-Hersek Müslümanlarını en çok sıkıntıya sokan da, Avrupa’nın üçüncü büyük ordusu Yugoslavya Federal Ordusu’nun Sırp çeteleriyle birlikte hareket etmesi, onlara destek vermesiydi. Müslümanlarsa herhangi bir askerî destekten yoksun ve silah yönünden çok zayıftılar. Sonuçta Sırplar Bosna-Hersek’in önemli şehirlerini işgal ettiler. Bu işgal hareketi bir milyona yakın Müslüman’ı göçe zorladı. Sırplar işgal ettikleri yerlerde hem katliam hem de yıkım gerçekleştiriyorlardı. Özellikle camileri ve İslâmî izler taşıyan tarihi eserleri yıkmaya özen gösteriyorlardı. Bosna-Hersek meselesinin çözümü için değişik tarihlerde gerçekleştirilen görüşmeler ve arabuluculuk çalışmaları da bir sonuç vermedi.
9-11 Temmuz 1995 yılında Sırplar tarafından Srebrenitsa’da 8.372 Müslüman şehid edildi. Kadınlar sistematik bir şekilde tecavüze maruz bırakıldı. Toplu infaz yerlerinde, yollarda, dağlarda katledilen Boşnak siviller toplu mezarlara gömüldüler.
Bütün bunlar yapılırken BM adına orada bulunan ve oradaki masumları korumakla sorumlu olan BM’ye bağlı Hollanda askerleri, korumak bir yana Sırpların işini kolaylaştırmış ve katliama göz yummuşlardır. Korunmak maksadıyla kendilerine sığınan mazlum Boşnakları Sırplara teslim ederek katliama ortak olmuşlardır.
1994’e gelindiğinde Bosna-Hersek’teki iç savaşın aldığı can sayısı 250 bini, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı. Nisan 1994’te Bosna-Hersek’te bir Boşnak-Hırvat Federasyonu oluşturuldu.
Dış ve iç problemleri: Ülkenin dış ve iç problemlerinin eksenini Sırpların bağımsız Bosna-Hersek yönetimini tanımamaları sonucu patlak veren iç savaş oluşturmaktadır.
Ülkede İslâmiyet: Bosna-Hersek’te sosyalist dikta döneminde İslâmiyet bazı gizli çalışmalardan ibaretti. Yönetim İslâmî eğitime fırsat vermediğinden bazı yerlerde medrese eğitimi gizlice sürdürüldü. Devlet denetiminde birkaç cami ve kurs bulunuyordu. Meşihat (Diyanet) dairesi ise tamamen devletin kontrolündeydi. Çok partili döneme geçilmesinden sonra Müslümanların haklarını savunmak ve kişisel çalışmaları örgütlü bir şekle dönüştürmek amacıyla Aliya İzzetbegoviç’in liderliğinde Demokratik Eylem Partisi (SDA) kuruldu. Partinin ilk yayınlanan programında Bosna-Hersek’te yaşayan Müslümanlara da diğer halklarla eşit hakların tanınması gerektiği vurgulanarak bu yolda çalışılacağı, bütün dinlerin mensuplarına inanç özgürlüğünün sağlanması ve herkesin dininin gereğini kolayca yerine getirebileceği bir ortamın hazırlanmasının amaçlandığı dile getiriliyordu. Çok partili demokratik sisteme geçilmesinden sonra ‘Meşihat Dairesi’ de çalışma alanını genişleterek çeşitli yayın faaliyetleri başlattı. Saray-Bosna’daki hem lise hem de fakülte seviyesinde eğitim veren Gazi Hüsrev Beg medresesini faaliyete geçirdi. Yine aynı şehirdeki tahrip olmuş bazı camilerin tamiri ve ibadete açılması için çalışmalar başlattı. Bunun yanı sıra camilerde yoğun bir tebliğ ve eğitim çalışması başlatıldı. Bütün merkezi camilerin yanına birer medrese açıldı. Tasavvufi cemaatler yeniden faaliyetlerini başlattılar. Ancak iç savaş bütün bu gelişmeleri durdurdu. İç savaşın başlamasından sonra. Sırp saldırılarına karşı vatanı savunmak amacıyla Bosna-Hersek ordusunun yanı sıra bir de ‘Müslüman Güçler’ adında milis güçler oluşturuldu. Müslüman Güçler saflarında savaşanlara cephede aynı zamanda İslâmî bir eğitim de verildi. Ayrıca Bosna-Hersek’te de başta ‘Merhamet Cemiyeti’ olmak üzere Müslümanların organize ettiği çeşitli yardım kuruluşları kuruldu.. Bunun yanı sıra bütün dünya ülkelerinin Bosna-Hersek’i Sırplar karşısında yalnız bırakmalarına rağmen değişik ülkelerden gönüllü Müslüman gençlerin sırf inançlarının vermiş olduğu bir hamasetle Bosna cephesine koşması da orada yaşayan Müslümanları etkiledi.[2]
Ekonomi: İç savaş ekonomisini ciddî şekilde sarsmıştır. Savaş öncesinde ülke ekonomisi başta sanayiye, madenciliğe, tarıma ve hayvancılığa dayanıyordu. Tarımdan elde edilen gelirin gayr-i safi yurtiçi hasıladaki payı %11’dir ve çalışan nüfusun %4’ü bu alanda iş görmektedir. 1992’de 1 milyon 350 bin ton tahıl, 300 bin ton yer bitkileri, 25 bin ton baklagiller, 170 bin ton meyve, 160 bin ton sebze üretilmiştir. Aynı yıl ülkede 830 bin baş sığır, 1 milyon 300 bin baş koyun, 600 bin baş domuz bulunuyordu. Orman yönünden zengindir.
Para birimi: Yugoslavya dinarı.
Kişi Başına Düşen Millî Gelir: 6.726 USD (2021)[3]
Sanayi: Savaş öncesinde imalat sanayisinin payı %56 idi ve çalışan nüfusun yaklaşık %51’i sanayi sektöründeydi. Birçoğu iç savaş dolayısıyla duran veya başka amaçlarla kullanılan sanayi kuruluşları ve fabrikalar genellikle şu sektörlerle ilgilidir: Otomotiv, tekstil, deri, gıda, mobilya, kereste, kâğıt, kimyasal maddeler ve inşaat malzemeleri üretimi, toprak ve madeni eşya üretimi, mekanik makine sanayi, elektrik gereçleri, büro malzemeleri ve bazı ev eşyaları üretimi.
Enerji: 1990’da 14 milyar 632 milyon kw/saat elektrik üretilmiş, 15 milyar 201 milyon kw/saat tüketilmiştir. Elektrik enerjisinin %79’u termik santrallerden, %21’i hidroelektrik santrallerinden elde edilmektedir. Kişi başına elektrik tüketimi ortalama 3.497 kw/saattir.
Ulaşım: Sivil ulaşımda kullanılan tek havaalanı başkent Saraybosna’daki uluslararası trafiğe açık havaalanıdır. 1040 km. demiryoluna, 11.430 km’si asfaltlanmış olmak üzere 21.170 km. karayoluna sahiptir. Bu ülkede ortalama 9 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.
Sağlık: İç savaş öncesinde Bosna-Hersek’te 6.930 doktor, 1.370 diş doktoru vardı ve 625 kişiye bir doktor düşüyordu.
Eğitim: İç savaş öncesinde ülkede 2.205 ilkokul, 238 ortaöğretim kurumu, 44 yüksek öğretim kurumu vardı. Okuma yazma bilenlerin oranı %86’dır.
İdari Bölünüş: 8 kantonla 100 idari birime ayrılır.
Bosna Hersek İİT gözlemci üyesidir.
[1] ticaret.gov.tr (Nisan-2022 erişimi)
[2] İslâm Ansiklopedisi, TDV.
[3] ticaret.gov.tr (Eylül-2021 erişimi)