Birleşik Arap Emirlikleri
Resmî Adı: Birleşik Arap Emirlikleri (AE)
Başkenti : Ebu Zaby (Abu Dhabi).
Diğer Önemli Şehirleri: Dubai, Acman, el-Ayn.
Yüzölçümü: 83.600 km2.
Nüfusu : 11.416.000 (2021)[1]
Nüfusun %81’i şehirlerde yaşamaktadır. Nüfusun %40’ı 14 yaşın altındadır.
Etnik Yapı: Ülkenin nüfusu petrol bulunmasından sonra hızlanan yabancı göçüyle büyük bir hızla artmıştır. Yapılan tespitlere göre ülkedeki mevcut nüfusun yarısını Hindistan, Pakistan ve Bangladeş asıllı göçmenler, %18’ini İranlılar oluşturmaktadır. Kalan nüfusun büyük çoğunluğunu Araplar oluşturmaktadır.
Dil: Resmî dil Arapça’dır.
Din: Resmi din İslâm’dır. Nüfusun %96’sı Müslümandır. Müslümanların %83’ü Sünnî, %17’si Şiî’dir. Nüfusun %4’ünü doğu dinlerine mensuptur.
Coğrafî Durumu: Bir körfez ülkesi olan BAE, kuzeyden Basra körfezi, doğudan Umman denizi, güneyden Suudi Arabistanla çevrilidir. Genelde çöl düzlüklerden ibaret bir araziye sahiptir. Toprakları genellikle tarıma elverişli değildir. el-Ayn emirliği topraklarının bir kısmıyla, Umman denizi kıyısında bulunan Fuceyre emirliğinin Haceru’l-Garbi dağlarının eteklerinde bulunan toprakları tarıma elverişlidir. Ancak son yıllarda gelişen teknolojiyle deniz suyundan arıtılan sularla bazı yerlerde ziraat yapılmaktadır. BAE’nin, Haceru’l-Garbi dağlarından akan küçük derelerin dışında akarsuyu yoktur. Umman Denizi’yle Basra Körfezi arasında kalan ve Hürmüz boğazına doğru uzanan yarımada Musandam yarımadası olarak adlandırılır. Yarımadanın Hürmüz boğazına bakan uç kısmı Umman sultanlığına aittir. Basra körfezine bakan kıyıları genellikle sığ kayalıklarla kaplıdır. Oldukça sıcak ve nemli bir iklime sahiptir. Yaz aylarında sıcaklar bazen 50 derecenin üstüne çıkar.
Yönetim Şekli: BAE monarşik bir federasyondur. Yedi emirlikten oluşur. Bu yedi emirlikten Ebu Zaby’ın emiri federasyonun başkanıdır. Diğer emirler dışişleri ve savunma gibi konularda bu başkana bağlıdırlar. İçişlerinde ise bağımsızdırlar. Ayrıca federal bir hükümet bulunmaktadır. Bu hükümetin başında başbakan bulunur. Emirler seçimle değil, tevarüsle iş başına gelirler. Yani her bir emirliğin yönetimi belli bir ailenin elindedir. Bütün ülkeyi ilgilendiren kararlar, yedi emirin oluşturduğu Yüksek Federal Meclis’te oylama yoluyla alınır. Ancak Ebu Zaby ve Dubai emirliklerinin veto hakları vardır. Yüksek Federal Meclis’in kararları hükümeti bağlar. Hükümet bu meclisin kararlarını uygulamakla yükümlüdür. Birliğin parlamento niteliğinde, 40 kişilik bir Federal Milli Meclisi bulunmaktadır. Meclis üyeleri emirliklerce kendilerine ayrılan kontenjanlara göre atamayla belirlenir ve her bir üye iki yıl süreyle görev yapar. Mahkemeler bağımsızdır. Mahkeme kararlarında İslâm hukukunun koyduğu kurallara aykırı hareket edilmemesi istenir. Ancak İslâm hukukunun tam anlamıyla uygulandığı söylenemez. En yüksek yargı organı Yüce Divan’dır. Federasyonu ilgilendiren hukuki meseleler burada çözümlenir. Birleşik Arap Emirlikleri, BM, İİT (İslâm İşbirliği Teşkilatı), Arap Devletleri Birliği, Körfez İşbirliği Konseyi, OPEC, IMF, İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir.
Tarihi: Hz. Ömer (r.a.) zamanında Amr bin As (r.a.) tarafından fethedilerek İslâm devletinin topraklarına katılmıştır. 16. yüzyıla kadar burası sürekli İslâm hâkimiyetinde kalmıştır. Tarih boyunca da bir ticaret ve gemi inşaatı merkezi olduğundan bu bölgede yaşayan halk maddi açıdan sürekli refah içinde olmuştur. Osmanlıların etkinliklerini artırmalarına rağmen Portekizliler de bugün Umman sultanlığının başkenti olan Maskat’ı ele geçirmiş ve civardaki insanları akıl almaz bir şekilde rahatsız etmeye başlamışlardır. Portekizlilerin ardından da İngilizler devreye girdiler. 19. yüzyılın başlarından itibaren bölgede varlık gösteren İngilizler daha farklı bir politika izleyerek bazı Arap kabilelerinin ileri gelenleriyle ticaret ve saldırmazlık anlaşmaları imzaladılar. İngilizlerin sahip olduğu Doğu Hindistan Şirketi, Arap kabilelerinin başkanlarıyla yapılan anlaşmalara dayanarak Basra körfezine yönelik ticaret faaliyetlerini artırdı. Ancak sahilden bazı grupların İngiliz gemilerine saldırmaları üzerine İngiliz kuvvetleri 1819 yılında Re’su’l-Hayme’ye saldırdılar. Bu saldırı sahildeki Arap kabilelerinin başkanlarını İngilizlerle anlaşma yapmaya zorladı ve 1820’de söz konusu kabilelerin başkanlarıyla İngilizler arasında yeni bir saldırmazlık anlaşması imzalandı. Bu anlaşma İngilizlere biraz daha rahat hareket etme fırsatı verdi. Osmanlı devleti, Arap yarımadasının Katar’a kadar olan kısmını yeniden ele geçirdi. Ancak Osmanlı’nın bütün cephelerden sıkıştırılmış olması ve kendi içindeki karışıklıklar İngilizleri bölgeden tamamen söküp atmasına fırsat vermiyordu. İngilizler 1892’de sahil boyundaki Arap emirlikleriyle yeni bir anlaşma yaparak buralardaki nüfuzlarını artırdılar. Bu anlaşma gereğince söz konusu emirlikler iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde ve savunma konusunda İngilizlere bağlı olacaklardı. Bu emirlikler 1947’ye kadar İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’ne bağlı kaldılar. 1947’de İngilizler Hindistan yarımadasından çekilmelerine rağmen Körfez emirliklerini elinde tutmaya devam ettiler. Bu tarihten sonra Körfez emirlikleri İngiltere Dışişleri bakanlığına bağlandı. İngiltere’nin buraları terk etmemesinin en önemli sebebi petroldü. İngiltere, 1952’de kendine bağlı olarak Anlaşmalı Emirlikler Konseyi’ni kurdu. İngilizler 1968’de Körfez’den çekileceklerini açıkladılar. Bunun üzerine 30 Mart 1968’de bölgedeki emirlikler kendi aralarında bir birlik oluşturma kararı aldılar. Bu birliğe başlangıçta Katar ve Bahreyn de dâhildi. Ancak Ekim 1969’da Katar, Bahreyn ve Fuceyre birlikten çıkma kararı aldı. Kalan altı emirlik 2 Aralık 1971’de İngiltere’den bağımsız olarak Birleşik Arap Emirlikleri’ni kurdu. Bu federasyona Şubat 1972’de Fuceyre yeniden katıldı ve böylece federasyonu oluşturan emirlik sayısı yediye çıktı. Bağımsızlık sonrasında federasyon emirliğine Ebu Zaby emiri Zayed bin Sultan Ali Naheyân getirildi. Zayed bin Sultan bu görevi hâlen sürdürmektedir.
İç Problemleri: Yabancı iş gücüne duyulan ihtiyaç dolayısıyla ülkeye çok sayıda yabancının yerleşmesi bazı ekonomik ve sosyal problemleri de beraberinde getirdi. Yabancıların yerli halkla kaynaşamaması bazı etnik sorunlara yol açtı. Özellikle Asyalı göçmenler içinde azımsanamayacak sayıda Müslüman olmayan unsurların bulunması da problem oluşturmaktadır. Bazı Hindular Birleşik Arap Emirliklerinde de sorun çıkarmaktadırlar. Bazı uzmanlar yabancılar sorununun ileride daha da büyüyeceğinden endişe ediyorlar. Bazı yerliler de bütün hizmet işlerinin hatta emniyetle ilgili görevlerin yabancılara verilmesini kaygıyla karşılıyorlar. Ekonomik problem ise yabancıların çoğunun basit işlerde ve düşük ücretlerle çalıştırılmasından kaynaklanıyor. Bu durum toplumda ekonomik ve sosyal dengesizliğe yol açtığı gibi ekonomik sınıflaşmaya da sebep oluyor. Yabancıların ileride "alt tabaka" olarak görülmekten rahatsız olmaları ve bunun bazı sosyal çalkantılara sebep olması söz konusu olabilir.
Dış Problemleri: Ebu Musa, Büyük Tunb ve Küçük Tunb adaları konusunda İran ile anlaşmazlık içindedir. Birleşik Arap Emirlikleri, hâlen İran’ın elinde olan bu adaların kendisine ait olduğunu ileri sürüyor.
Ülkede İslâmiyet: İslâmî faaliyetler daha çok dernekler ve hayır kurumları vasıtasıyla yürütülmektedir. Bu kurumların başta geleni ve en kapsamlı faaliyette bulunanı Islah ve Toplumsal Yönlendirme Cemiyeti’dir. Bu cemiyet genellikle Müslüman Kardeşler’in anlayışını benimsemiş ve bu cemaatle bağlantısı olan kişilerin yönetimindedir. Cemiyetin bütün emirliklerde şubeleri var. Cemiyet, çeşitli eğitim çalışmaları ve kültürel faaliyetler yürütüyor. Anaokulları ve daha başka özel okullar açıyor. Yaz kursları ve kamplar düzenliyor. Her yıl ülke genelinde geniş çaplı kitap fuarları düzenliyor. Değişik İslâmî kitapların yanı sıra, el-Islah adlı aylık bir dergi yayınlıyor. Hayır çalışmaları yürütüyor. Ancak ülkede monarşik bir yönetim olduğundan ve parlamento üyeleri seçimle değil atamayla belirlendiğinden siyasî çalışma yapma imkânı yok. Bununla birlikte halkı özellikle gençliği siyasî yönden şuurlandırmayı ve güncel meseleleri İslâmî açıdan yorumlamasını sağlamayı amaçlayan faaliyetleri var. Cemiyetin diğer Körfez ülkelerindeki Islah cemiyetleriyle de bağlantısı var. Ülkede ayrıca birçok hayır kuruluşu mevcuttur. Bu kuruluşlar ülke içinde cami ve İslâmî kurumlar tesis etmek için çalıştıkları gibi Afrika ülkeleri başta olmak üzere birçok İslâm ülkesindeki Müslümanlara yardım ulaştırmaya ve buralarda da cami ve İslâmî müesseseler kurmaya da özen gösteriyorlar. Bu tür hayır kuruluşlarının başında da yine yukarıda sözü edilen Islah ve Toplumsal Yönlendirme Cemiyeti’yle ilişkisi olan Hayır Amelleri Kurumu geliyor. BAE’nde misyoner kurumları da çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar. Bu kurumlar daha çok eğitime ağırlık veriyorlar. Ülkede misyoner kurumları tarafından açılmış çok sayıda özel okul mevcut.[2]
Ekonomi: Birleşik Arap Emirlikleri’nin en önemli gelir kaynağı petroldür. OPEC ülkeleri arasında 1993’te gerçekleştirilen anlaşmadan sonraki günlük petrol üretimi 2 milyon 160 bin varildir. Doğal gazın da ülke ekonomisine önemli katkısı olmaktadır. 1992’de 25.5 milyar m3 doğal gaz üretmiştir. Petrol ve doğal gazdan elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %47’dir.
BAE’nin hem Basra körfezi hem de Umman denizi boyunca uzun birer kıyısının olması balıkçılık ve inci avcılığı imkânı vermektedir. İnci ticareti eski önemini kısmen kaybetmiş olsa da balıkçılık yine bir gelir kaynağı olarak sürdürülmektedir. Topraklarının genelde çöl olmasına rağmen ülkede modern usullerle kısmen tarım da yapılmaktadır. 1992’de başta hurma olmak üzere 240 bin ton meyve, 365 bin ton sebze üretilmiştir. Tarım ve hayvancılıktan elde edilen gelirin millî gelir içindeki payı %2’dir. Tarım, hayvancılık ve balıkçılık sektöründe çalışanlar tüm çalışan nüfusun %6,4’ünü oluşturmaktadır. Dış ticaretten de önemli miktarda gelir sağlanmaktadır. Dubai emirliğinin merkezi olan Dubai şehri aynı zamanda bir ticaret merkezidir. Bu şehirde Râşid ve Cebeli Ali limanı adlı iki büyük limanın bulunması şehre ticari yönden canlılık kazandırmaktadır. Adı geçen limanlar vasıtasıyla ülkenin dünyayla deniz bağlantısı sağlanmaktadır. Dubai’nin bir ticaret merkezi olmasında buranın yönetiminin ekonomik politikasının da etkisi olmuştur. Dubai yönetimi yabancı sermaye sahiplerine ve ticaretçilere her türlü kolaylığı sağlamaktadır. Dubai’nin yanı sıra Ebu Zaby’da da geniş kapasiteli, modern donanımlı iki uluslararası liman bulunmaktadır. Dış ticarete önem verilmesi ve yabancı sermaye sahiplerine kolaylık sağlanması ülkede bankacılık sektörünün gelişmesine de imkân sağlamıştır. Çalışanların üçte ikisinin Asyalılardan oluştuğu belirlenmiştir. Yabancıların ülkede ucuz bir işgücü olarak değerlendirilmesi toplumdaki sosyal dengelerin bozulmasına yol açmıştır.
Para birimi: Birleşik Arap Emirlikleri Dirhemi.
Kişi Başına Düşen Millî Gelir: 50.348USD[3].
Dış Ticaret: BAE, petrol, petrol ürünleri ve doğal gazın yanı sıra alüminyum, inci, hurma ve kurutulmuş balık ihraç etmektedir. İthal ettiği malların başında ise makineler, ulaşım araçları, elektrikli ve elektronik araçlar, dayanıklı tüketim malları, kimyasal maddeler, ilaç, gıda maddeleri, canlı hayvan gelir. Dış ticareti daha çok ABD, Fransa, Hollanda ve Japonya iledir. Dış ticaretinde açık olmamaktadır. 1990’da ihracatı ithalatından yaklaşık 8.5 milyar dolar daha fazla olmuştur.
Sanayi: Ülkenin en önemli sanayi kuruluşları petrol arıtma tesisleridir. Ruveys’teki arıtma tesisleri günde 300.000 varil petrol işleyebilmektedir. Ruveys’te ayrıca petrol yan ürünleri çıkaran petro - kimya tesisleri bulunmaktadır. Aynı bölgede doğal gaz işleme tesisleri de kurulmuştur ve bu tesislerde protan ve bütan gaz üretilmektedir. Ummunnar’daki arıtma tesisleri de günde 60.000 varil petrol işleyebilmektedir. BAE petrol gelirlerini diğer sanayi alanlarında değerlendirmek suretiyle milli sanayisini geliştirmektedir. Bu amaçla birçok fabrika ve sanayi tesisi kurulmuştur. Sanayi tesisleri çimento, alüminyum, kablo ve kiremit üretimi üzerinedir. Küçük sanayi tesisleri de kurulmuştur. İmalat sanayisinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %7’dir. Çalışan nüfusun yaklaşık %14’ü sanayi sektöründedir..
Enerji: BAE’nde 1991’de 13 milyar 790 milyon kw/saat elektrik üretilmiştir. Aynı yıldaki elektrik tüketimi de bu rakama eşittir. Elektrik enerjisinin tamamı termik santrallerden elde edilmektedir.
Ulaşım: BAE’nin dört havaalanı mevcuttur ve hepsi de uluslararası trafiğe açıktır. Daha önce Körfez Hava Yolları (Gulf Air)’na ortak olan bu ülke, 1985’te söz konusu şirketten ayrılarak kendi havayolu şirketini (Emirates) kurdu.
Ülkenin ithalat ve ihracatta kullanılan birçok limanı bulunmaktadır. BAE’nin 100 grostonun üstünde yük taşıyabilen 276 gemisi vardır. (Limanları ve deniz nakliyatı hakkında ayrıca "Ekonomi" kısmına bkz.) Birleşik Arap Emirlikleri’nin 4.500 km. karayolu mevcuttur. Bu ülkede ortalama 4 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.
Sağlık: 35 hastane, 3220 doktor, 190 diş doktoru, 7250 hemşire mevcuttur. 615 kişiye bir doktor düşmektedir. Sağlık hizmetleri iyi bir seviyededir. Sağlık kurumları modern cihazlarla donatılmıştır.
Eğitim: İlköğretim altı yaşından başlayarak altı yıl sürer ve zorunludur. Eğitim ücretsizdir. İlk ve genel ortaöğretim kurumları bir arada bulunmaktadır. Bu nitelikte 360 öğretim kurumu, ayrıca 10 adet meslekî ortaöğretim kurumu bulunmaktadır. İlkokul çağındaki çocukların tamamı, ortaokul çağındaki çocukların %60’ı bu öğretimden yararlananmaktadır. Ülkedeki tek üniversite Birleşik Arap Emirlikleri Üniversitesi’dir. Üniversite çağındaki gençlerden üniversiteye kayıt yaptıranların oranı %9’dur. Ülkenin en önemli eğitim merkezi el-Ayn şehridir. Üniversite, önemli araştırma kurumları, enstitüleri ve kültür merkezleri bu şehirdedir. Okuma yazma bilenlerin oranı %100’dür.
İdari bölünüş: Yedi özerk emirlikten meydana gelen bir federasyondur. Bu emirlikler: Ebu Zaby (Abu Dhabi), Dubai, eş-Şârika, Re’su’l-Hayme, Fuceyre, Ucmân, Ummu’l-Kayveyn. Bu adlar aynı zamanda bu emirliklerin idare merkezlerinin bulunduğu şehirlerin adlarıdır.
[1] www.ticaret.gov.tr (Eylül-2021 Erişim)
[2] İslâm Ansiklopedisi, TDV.
[3] www.ticaret.gov.tr (Nisan-2022 Erişim)