Batı Sahra
Resmî Adı: Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti
Başkenti : Laayoune (Al Ayun)
Diğer Önemli Şehirleri: Tuvat, Ebrar, Dakhla, Guelmim
Yüzölçümü: 266.000 km²
Nüfusu : 568.000. Nüfusun %40’ı 14 yaşın altındadır. Nüfus hızla artmaktadır.
Etnik Yapı : Araplardan ve Berberilerden oluşmaktadır.
Dil: Arapça ve İspanyolca konuşulur.
Din: Halkın tamamına yakını Müslüman’dır.
Coğrafî Durumu: Batıda Atlas Okyanusu, kuzeyde Fas, Cezayir, güneyde ise Moritanya vardır.
Kayalık ve kumlu yüzeylerin geniş alan kapladığı ülkede kuru çöl hâkimdir. Bölgenin güneyi alçak düzlüklerden oluşurken kuzeydoğuda küçük dağlar yükselir.
Akarsular neredeyse yoktur. Toprakların % 0.02 si tarıma uygundur.
Sıcak ve kuru çöl ikliminin etkili olduğu ülkenin kıyı şeridinde deniz etkisi görülür.
Yönetim Şekli: Batı Sahra; topraklarının yasal statüsü belirlenmemiş ve egemenlik sorunu çözülmemiş, ihtilaflı bir ülkedir.
Polisario Cephesi tarafından 1976 yılında kurulan hükümet ülkeyi yönetmektedir ve Batı Sahra halkının tek temsilcisi olarak kendini kabul ettirmiştir. Fas Hükümeti de ülke topraklarında söz sahibi olmak istemektedir. Ayrıca Batı Sahra halkı Fas seçimlerine katılabilmektedirler.
Tarihi : Batı Sahra’nın İslamlaşması, Ukbe b. Nâfi’ kumandasındaki ilk İslâm ordularının Afrika’nın fethi sırasında Sâkiyetül-Hamrâ’ya kadar olan toprakları ele geçirmesiyle olur. Batı Sahra’da İslamî dönem VII. yüzyılda olmuştur.
XVI. yüzyılda Fas’ın kontrolüne giren Batı Sahra’daki fosfat madenleri sömürgeci ülkelerin dikkatini çekti. Bölge önce Fransızların egemenliğine girse de İspanya daha sonra buradaki nüfuzunu arttırdı.
Fas, İspanya, Moritanya ve Cezayir Batı Sahra’ya hâkim olmaya çalıştılar. Bu sırada Batı Sahra’nın bağımsızlığı için mücadele edecek olan Polisario Cephesi adı verilen bir örgüt kuruldu (1970).
Mesele Lahey Uluslararası Adalet Divanına taşınsa da sonuç alınamadı. Batı Sahra’dan bir kazanç elde edemeyen İspanya, bölgeyi Fas’a ve Moritanya’ya bırakarak buradan ayrıldı. Bunun üzerine bölgenin bir diğer etkili ülkesi olan Cezayir, Polisario Cephesi’ne yardım etme kararı aldı. Moritanya, Polisario gerillaları karşısında başarısız olunca Fas, bütün Batı Sahra’yı işgal etti. Ancak Birleşmiş Milletler buna engel oldu. Batı Sahra, dünyada kırk beş ülke tarafından tanındı, Afrika Birliği Teşkilatı’na kabul edildi.Fas, 1976’da Batı Sahra’yı tanıdı. Taraflar arasında görüş ayrılıkları halen devam etmektedir.
İç Problemleri: Moritanya’nın Batı Sahra üzerindeki haklarından Polisario lehine vaz geçmesi, Polisario Cephesi’nin hâkimiyet alanını genişletmiştir.
Batı Sahra, çözülmemiş bir meseledir ve Birleşmiş Milletlerce hala görüşülmektedir.
Dış Problemleri: Batı Sahra; topraklarının yasal statüsü belirlenmemiş ve egemenlik sorunu çözülmemiş, ihtilaflı bir ülkedir.
İslâmî Hayat: Halkın tamamı Müslümandır.
Ekonomi:. Bölgenin önemli geçim kaynakları madencilik, hayvancılık ve balıkçılıktır. El sanatları da bir diğer önemli faaliyettir. Batı Sahra’nın kuzeyindeki El-Ayoun kentinden Atlantik kıyısı boyunca güneydeki Dakhla’ya gidildiği zaman Boujdour şehrine yaklaşınca ahtapot başta olmak üzere deniz ürünleri taşıyan sayısız kamyona rastlamak mümkün. Batı Sahra, bin 200 km. kıyı uzunluğu ile dünyanın en çok balık üretilen bölgelerinden birisi. Fas, sahil şeridinin ve okyanustaki ekonomik alanının genişliğine rağmen balıkçılık konusunda Batı Sahra ile mücadele ediyor.
Batı Sahra Kaynak İzleme Örgütü’ne göre şehrin çevresinde 11 büyük tarım arazisi mevcut.20 Fransız meyve-sebze üretim firması “Idyl”, güney yıldızı anlamına gelen “etoile du sud” markasıyla bu bölgede kiraz domatesleri üretmişti. Batı Sahra Kaynakları İzleme Örgütü’ne göre “Orijinal Fas Ürünleri” etiketiyle piyasaya sürülen bu domatesler Dakhla’ya 1.200 km uzaklıktaki Fas’ın Agadir limanı üzerinden Avrupa’ya ihraç ediliyor.
Kuzeyde l’Office chérifien des phosphates (OCP) adındaki Fas şirketinin işlettiği limanda yüz km uzaklıktaki Bou Craa bölgesinden yine bir Fas firması olan Phosphates de Boucraa tarafından çıkarılıp21 limana getirilen fosfat madenlerinin yüklemesindeki hummalı çalışmalar görülebilir. Dünyanın en zengin fosfat madenlerinin bulunduğu Batı Sahra’daki bu kaynaklar Fas tarafından sömürge sistemi ile işletiliyor. Fas, el koyduğu bu kaynaklar sayesinde dünyanın en büyük fosfat üreticisi konumunda.
Fas, 2017 yılında Batı Sahra bölgesinden toplam 1,5 milyon ton fosfat dışsatımı ile yaklaşık 142 milyon dolar elde etti. Batı Sahra’nın balıkçılık, tarım ve maden kaynakları bakımından eşsiz zenginliği Fas’ın ekonomik büyümesine büyük katkı sağladı. Öte yandan, Fransız petrol şirketi Total 2014’te Batı Sahra’da petrol arama faaliyetleri yürüttüğünü açıkladı.24
Bölgede yeterli yağış yoktur. Toprakları tarıma elverişli değildir. Nüfusun ihtiyacı olan gıda ürünleri genellikle ithal edilir.
Ülkenin ticareti ve diğer ekonomik faaliyetleri Fas Hükümeti tarafından kontrol edilir.
Para Birimi: Fas Dirhemi
Tarihi : Batı Sahra’nın İslamlaşması, Ukbe b. Nâfi’ kumandasındaki ilk İslâm ordularının Afrika’nın fethi sırasında Sâkiyetül Hamrâ’ya kadar olan toprakları ele geçirmesiyle olur. Batı Sahra’da İslamî dönem VII. yüzyılda başlamıştır.
İspanya Sâkıyetül-Hamrâ’da el-Uyûn şehrini kurup buradaki fosfat madenlerini işletmeye başladı. Madenlerin işletilmesiyle ilgili olarak diğer Avrupa topluluklarından teknik personel yanında asker de gönderilmesi, bölgeye yöneltilen istilâ hareketinin bir kısmını oluşturdu. İspanyollarla mücadeleler Fas’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra şiddetlenerek devam etti ve nihayet 7 Nisan 1956’da Batı Sahrâ’nın bir kısmı Fas’a geçti.[1]
Bu dönemde İspanyol hâkimiyetindeki bölgede Avrupalı nüfus arttırılmaya çalışıldı. Çoğunluğunu İspanyollar’ın oluşturduğu yabancılar 1959’da 5267 iken 1970’lerde 42.000’e ulaştı. Bu yeni nüfusun iskânı amacıyla yerliler Agādîr, Tanta, Terfaye ve Rabat gibi şehirlere göç etmeye zorlandılar. Ayrıca 1970’te el-Uyûn’da yapılan bir katliamla yerli nüfus eritilmeye çalışıldı ve halkın bir kısmı baskı karşısında bölgeyi terk etti.
Yakın Tarih: Polisario Cephesi tarafından 1976 yılında kurulan hükümet ülkeyi yönetmektedir ve Batı Sahra halkının tek temsilcisi olarak kendini kabul ettirmiştir. Fas Hükümeti de ülke topraklarında söz sahibi olmak istemektedir. Ayrıca Batı Sahra halkı Fas seçimlerine katılabilmektedirler. Moritanya’nın Batı Sahra üzerindeki haklarından Polisario lehine vaz geçmesi, Polisario Cephesi’nin hâkimiyet alanını genişletmiştir.
İspanya Batı Sahrâ’nın bağımsız bir devlet olmasını istediğinden 11 Mayıs 1967’de Genel Sahrâ Cemiyeti adıyla kırk üyeden oluşan bir örgüt kurdu. Böylece Batı Sahrâ’yı Fas etkisinden uzak tutmak ve kurulacak yeni devletin siyasî, askerî ve iktisadî hayatına müdahale etmek kolay olacaktı. Diğer taraftan İspanyol idaresine karşı mücadele vermek ve Batı Sahrâ’nın bağımsızlığını elde etmek amacıyla, kısa adı Polisario Cephesi (Frente Popular para la Liberacion de Sakiet el-Hamray Rio de Oro) olan bir teşkilât kuruldu (1970). Bu teşkilât Batı Sahrâ ile ilgili gelişmelerde önemli rol oynadı. Batı Sahrâ üzerinde hak iddia eden Fas, Moritanya ve Cezayir 1970’te bir araya gelerek sömürge kuvvetlerinin bölgeyi terketmesini isteyen bir karar aldılar. Daha sonra Fas Kralı II. Hasan 1974’te Birleşmiş Milletler’e başvurdu ve alınan bir kararla mesele Lahey Milletlerarası Adalet Divanı’na havale edildi. Lahey’de İspanyollar’ın Batı Sahrâ’ya geldikleri tarihte bölgenin hangi devletin mülkiyetinde olduğu ve Batı Sahrâ ile Fas ve Moritanya’nın hukukî bağlantılarının tesbit edilmesi konuları görüşüldü. Fas bölge üzerinde tarihe dayanan hakları olduğunu iddia etti. İspanya ise bölgede mahallî yöneticilerle anlaşmak suretiyle hâkimiyet kurduklarını ve durumlarını 1904’te Fransızlar’la yaptıkları antlaşmayla pekiştirdiklerini savundu. Açılan davanın sonuçsuz kalması üzerine II. Hasan ülkesinin ileri gelenleriyle yaptığı görüşmeler sonunda Batı Sahrâ’yı Fas’a ilhak etmeye karar verdi. İspanya’nın bölgede müstakil bir hükümet kurulması teklifini Fas ve Moritanya kabul etmediler. Batı Sahrâ’nın Fas’a ait olduğuna dair kendi mahkemelerinden bir karar çıkartan ve bunu dünyaya ilân eden II. Hasan, 6 Kasım 1975’te 350.000 kişilik bir toplulukla Batı Sahrâ’daki el-Uyûn şehrine doğru “yeşil yürüyüş” (el-mesîretü’l-hadrâ’) adını verdiği bir toplu gösteri hareketi başlattı. İspanya, BM nezdindeki mukabil teşebbüslerinin sonuçsuz kalması üzerine, 14 Kasım 1975’te Madrid’de yapılan bir antlaşma ile Batı Sahrâ’dan çekilmeyi ve bölgeyi Fas ile Moritanya’ya bırakmayı kabul etti. Ancak bölgenin üçüncü komşusu Cezayir bu antlaşmaya karşı çıkarak Batı Sahrâ’nın bağımsızlığı için çalışan Polisario Cephesi’ni destekleyeceğini ve askerî müdahalede bulunacağını açıkladı. Bu durum karşısında Fas birlikleri bölgeyi işgal ederek el-Uyûn şehrine yerleştiler (11 Aralık 1975).[2]
Polisario Cezayir’de Sahrâ Arap Demokratik Cumhuriyeti (Sahara Arab Democratic Républic) adıyla sürgünde bir hükümet kurdu (27 Şubat 1976) ve bu sırada bölgeden Cezayir’e bazı ilticalar oldu. Batı Sahrâ Nisan 1976’da imzalanan bir antlaşma ile Fas ve Moritanya arasında taksim edildi. Buna göre bölgenin kuzey kesimleri ve fosfat madenleri Fas’a, güney kesimi Moritanya’ya kaldı. Moritanya’nın Polisario gerillaları karşısında başarılı olamaması üzerine Fas bütün bölgeyi koruma görevini yüklendi. Cezayir’in Sahrâ Arap Demokratik Cumhuriyeti’ni tanıması Fas ile ilişkilerinin tamamen bozulmasına sebep oldu. Moritanya’nın isteği üzerine Fransa da Fas’ı destekler mahiyette hava müdahalelerinde bulundu. 1978’de Moritanya’da bir ihtilâlle meydana gelen hükümet değişikliğinden sonra Moritanya-Polisario ilişkilerinde yumuşama başladı ve 1980’de Moritanya Batı Sahrâ’daki haklarından Polisario lehine vazgeçti. Bunun üzerine Fas Polisario’nun denetimine geçen Batı Sahrâ’daki toprakları işgal etmeyi planladı ise de BM’nin araya girmesi buna engel oldu ve 1981’de Batı Sahrâ kırk beş ülke tarafından tanındı; ardından da Afrika Birliği Teşkilâtı’na kabul edildi. Ancak Fas buna karşı çıktı ve çatışmaların yeniden başlaması üzerine Amerika Birleşik Devletleri’nden askerî yardım almaya yöneldi (1982). 1983’te Adisababa’da yapılan Afrika Birliği toplantısında Batı Sahrâ’da referandum yapılması kararı alındıysa da uygulanmadı. 1986’da Polisario Cephesi Batı Sahrâ’ya sahip çıkarak denizde ve karada dış güçlere karşı mücadeleye girişti. Şubat 1987’de Fas kuvvetleriyle Polisario kuvvetleri arasında çatışmalar oldu ve aynı günlerde Cezayir’de bulunan Sahrâ Arap Demokratik Cumhuriyeti Başkanı Muhammed Abdülaziz’e başarısız bir suikast düzenlendi. Haziran 1987’de BM, Batı Sahrâ’da referandum yapılması ile ilgili olarak özel bir heyetin incelemelerde bulunmak üzere Fas, Cezayir ve Kongo’ya gönderilmesini kararlaştırdı ve ayrıca Fas ordusunun da Batı Sahrâ’daki faaliyetlerine son vermesini istedi. II. Hasan Temmuz 1987’de Fas’ın Avrupa Topluluğu’na girmek için yaptığı müracaatı hesaba katarak referandum sonuçlarını olumlu karşılayacağını açıkladı. Ancak Polisario, bölgede kontrolün BM veya Afrika Birliği tarafından sağlanmasını istedi.
Fas’ın, 1976 yılında Sahrâ Arap Demokratik Cumhuriyeti’ni tanıması üzerine Cezayir’le kestiği diplomatik ilişkileri on iki yıl sonra 16 Mayıs 1988 tarihinde yeniden kurması Batı Sahrâ sorununun çözümü için umut verdi. Fas ve Cezayir’in diplomatik ilişki kurduktan sonra halkoyu ile çözümlenmesi konusunda anlaşmaya varmaları, Batı Sahrâ’nın geleceği için umutoldu. Fas Kralı II. Hasan 4-5 Ocak 1989 tarihinde Polisario yetkililerinden oluşan üç kişilik bir heyetle görüştüyse de Fas-Polisario görüşmeleri süreklilik kazanamadı. Diğer taraftan Fas-Cezayir ilişkilerinin gelişmesinden sonra BM genel sekreteri meselenin çözümüyle ilgilendi. Genel sekreter referandum teklifinin Fas ve Polisario tarafından şartlı olarak kabul edilmesi üzerine Haziran 1989’da bölgeye gelerek ilgili taraflarla görüşmeler yaptı. BM’nin denetiminde bir referanduma gidilmesi konusu hâlâ tartışılmakta olup taraflar arasında görüş ayrılıkları devam etmektedir.[3]
[1] İslâm Ansiklopedisi, TDV.
[2] İslâm Ansiklopedisi, TDV
[3] İslam Ansiklopedisi, TDV