Bangladeş
Resmî adı: Bangladeş Halk Cumhuriyeti (BD)
Başkenti : Dakka
Diğer Önemli Şehirleri: Çitagong, Rangpur, Racşahi, Dinajpur, Bogra, Feridpur, Marayanganj, Kulna, Mymensingh, Sylhet, Paharpur, Mainamati, Cox’s Bazar, Rangamati, Sunderbans.
Yüzölçümü: 147.570 km2.
Nüfusu : 167.686.000.[1] Halkın %17’si şehirlerde yaşamaktadır.
Etnik Yapı: Nüfusun %95’ini Bengaliler oluşturmaktadır.
Dil : Resmî dil Bengalce’dir.
Din: Resmî din İslâm’dır. Halkın %86,5’i Müslüman’dır. Müslümanların büyük bir çoğunluğu Sünnî’dir. Müslümanlardan sonra %12,2’sini oluşturan Hindulardır.
Coğrafî Durumu: Güney Asya ülkelerinden olan Bangladeş, batı, kuzey ve doğudan Hindistan’la, güneydoğudan Birmanya (Burma)’yla, güneyden de Bengal körfeziyle çevrilidir. Bangladeş toprakları Bengal körfezinden içeriye doğru uzanan ve çok sayıda akarsu tarafından bölünen bir ova şeklindedir. En büyük akarsuları Ganj, Brahmaputra, Meghna, Pudma, Jamuna, Karnaphuli ve Surma nehirleridir. Akarsuların çokluğu Bengladeş ovasını tarım açısından verimli kılarken her yıl taşkınlara ve sel baskınlarına da yol açmaktadır. Bunun yanı sıra denizin kabarması da zaman zaman su baskınlarına sebep olmaktadır. Bangladeş halkını sık sık rahatsız eden bir diğer doğal afet de kasırgalardır. Topraklarının %62’si tarım alanı, %4’ü otlak, %15’i ormanlıktır. Tropikal bir iklime sahip olan Bangladeş’te yazlar sıcak, kışlar ılımlı geçer.
Yönetim Şekli: Bangladeş’te çok partili demokratik bir sistem hâkimdir. Ülke 16 Aralık 1972’de yürürlüğe konan bir anayasayla yönetilmektedir. Devlet başkanı beş yıllığına halk tarafından seçilir. Devlet başkanı genel seçimlerin sonuçlarına göre başbakanı tayin eder ve hükümet başbakan tarafından oluşturulur. Ülkenin 330 üyeli bir parlamentosu vardır. Parlamento üyeleri beş yılda bir genel seçimle belirlenir. Bakanlar da bu parlamentonun üyeleri arasından seçilir. Bangladeş, BM, İİT (İslâm İşbirliği Teşkilatı) İngiliz Uluslar Topluluğu, IMF, İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir.
Siyasî Partiler: Millî Parti: Sosyalist bir anlayışa sahiptir. En son genel seçimlerde parlamentoda 35 üyelik kazanabildi. Bangladeş Milliyetçi Partisi: Liberal ve muhafazakâr çizgide olan sağcı bir partidir. Ülkede iktidarı elinde tutan bu partinin genel başkanı başbakan Halide Ziya’dır. En son genel seçimlerde parlamentoda 166 üyelik kazandı. Avami Birliği: Şeyh Hasine Vacib’in liderliğindeki bu parti sosyal demokrat bir anlayışa sahiptir. En son genel seçimlerde parlamentoda 89 üyelik kazanabildi.
Tarihi: Bangladeş topraklarına İslâm, Türk kumandanı Muhammed Bahtiyar Halaci’nin 1203’te Bengal’i ele geçirmesiyle girdi. 1203 - 1340 yılları arasında Bengal yönetimi Delhi Sultanlığı’na bağlı kalmıştır. 1340’ta bağımsız sultanlık olan Bengal, 1576’da Babürlüler tarafından işgal edildi. Bundan sonra 1757’ye kadar Bâbürlülerin hâkimiyetinde kaldı. Bu tarihte Bengal sultanı Sirâcuddevle’nin İngilizlere yenilmesi İngilizlerin ülkede sistematik bir baskı uygulaması başlatmalarına imkân sağladı. Bu durum Müslümanların ülke yönetimindeki etkinliklerinin zayıflaması sonucunu doğurdu. İngilizler 1836’da resmi dili de değiştirerek İngilizce’yi resmi dil yaptılar. Müslümanların zaman zaman İngiliz işgalcilere başkaldırmaları İngilizlerin baskı uygulamalarını daha da şiddetlendirmelerine yol açtı. Bu dönemde İngilizler sadece bugünkü Bangladeş topraklarını değil bütün Hint yarımadasını ellerinde tutuyorlardı. İngilizler Hindistan yarımadasında yaşayan Müslümanlar üzerindeki hâkimiyetlerini devam ettirebilmek için her yola başvuruyorlardı. Bu amaçla Müslümanlar arasında daha önce çıkmış ihtilafları ve Hindu-Müslüman ihtilaflarını sonuna kadar kullanıyorlardı. 1885’te İngiliz himayesinde kurulan Hindistan Milli Kongresi daha çok Hindu liderlerin istekleri doğrultusunda hareket etmeye başladı. Bu durumu aleyhlerine gören Müslümanlar da 1906’da Tüm Hindistan Müslümanları Birliği adlı bir örgüt kurdular. Bu örgüt ilk toplantısını bugünkü Bangladeş’in başkenti olan Dakka’da yaptı. Hindistan’dan bağımsız Pakistan devletinin kuruluşu ilan edildi. Bangladeş de, Doğu Pakistan adıyla bu devlete bağlandı. Hindistan’ın elinde kalan topraklar bu iki Pakistan’ı birbirinden ayırıyor ve bağlantıyı kesiyordu. Ayrıca Doğu Pakistan’ın elinde kalan toprakların İngiliz işgalcilerin özellikle ihmal ettiği topraklar olması zaman içinde çeşitli problemlere yol açtı. Devletin resmi dili konusunda da bir anlaşmazlık çıktı. Çünkü Doğu Pakistan halkı çoğunlukla Bengalce, Batı Pakistan halkı ise Urduca konuşuyordu. Bu ve benzeri problemler 1971’de iki Pakistan’ı bir iç savaşa götürdü. Savaşa çok sayıda Hindu’nun ülkesine geçmesini bahane eden Hindistan da müdahale etti. Hindistan müdahalesi Pakistan yönetimini zor durumda bıraktı. Dolayısıyla Pakistan kuvvetleri daha fazla direnemedi ve 16 Kasım 1971’de Doğu Pakistan’ı kendi haline bıraktı. Bu tarihten sonra iki Pakistan arasındaki savaşa müdahale etmiş olan Hindistan kuvvetleri Batı Pakistan’dan ayrılan Bangladeş’i Mart 1973’e kadar işgal altında tuttular. Hindistan işgal kuvvetlerinin çekilmesinden sonra yeni kurulan Bangladeş’in cumhurbaşkanlığına Muciburrahman getirildi. Muciburrahman, Pakistan’ın İslâmî kimliğinin aksine Bangladeş’te sosyalist ve laik bir yönetim kurdu. Bunun yanı sıra Hindistan, Sovyetler Birliği ve doğu Avrupa ülkeleriyle dostluk anlaşmaları imzaladı. Mucibur Rahman’ın ülkede tam bir diktatörlük kurmaya çalışması üzerine 20 Ocak 1975’te O’na karşı bir darbe gerçekleştirildi ve öldürüldü. Yerine darbe lideri General Saim geçti. Ancak O’nun gelmesiyle bir karışıklık ortaya çıktı. 21 Nisan 1977’de Mucibur Rahman taraftarlarının yeniden ülke yönetimini ele geçirmek için giriştikleri harekete karşı durmak üzere halk desteğini arkasına alan Ziyaur Rahman yönetimi ele aldı. Ancak Ziyaur Rahman da eski sosyalist rejimi bazı küçük rötüşlarla ve Bengal milliyetçiliğinin yerine Bangladeş milliyetçiliğini koymak suretiyle devam ettirdi. Ziyaur Rahman’ın 31 Mayıs 1981’de bir subay tarafından öldürülmesi ülkede kargaşaya yol açtı. Bu cinayetten altı ay sonra gerçekleştirilen seçimlerde Ziyaur Rahman’ın yardımcısı Abdüssettar cumhurbaşkanlığına seçildi. Abdüs Settar dönemi genelkurmay başkanı General Hüseyin Muhammed Erşad’ın 24 Mart 1982’de gerçekleştirdiği darbeyle sona erdi. General Erşad sıkıyönetim ilan ederek askeri gücünü kullanmak suretiyle ülkede köklü değişiklikler yapma yoluna gitti. Özellikle ekonomiyi dışa açma çabalarında başarılı olduysa da eğitimde ve kültürel alanda gerçekleştirmek istediği yeniliklerde aynı başarıyı gösteremedi. Erşad yönetimi 5 Aralık 1990’a kadar sürdü. Muhalefetin geniş çaplı tepkileri karşısında daha fazla dayanamayarak belirtilen tarihte istifa etmek zorunda kalan General Hüseyin Muhammed Erşad yerine Yüksek Mahkeme başkanı Şehabeddin Ahmed’i cumhurbaşkanı vekili tayin etti. 6 Ağustos 1991’de genel seçimler yapıldı. Seçim sonrasında siyasi yapıda ve anayasada bazı değişiklikler yapıldı. Seçimden sonra cumhurbaşkanlığına Abdur Rahman Bisvas, başbakanlığa da Begüm Halide Ziya getirildi.
İç Problemleri: Bangladeş’te 1991’de yapılan serbest genel seçimler sonrasında sivil bir hükümetin işbaşına gelmesine rağmen siyasi istikrar sağlanamamıştır. Bu yüzden 1993 ve 1994’te ülkede birçok genel grev, gösteri yürüyüşü ve miting düzenlendi. Birmanyalı Müslüman mülteciler de ülkeye ekonomik bir külfet getirmektedir.
Dış Problemleri: Hindistan’ın Ganj nehri üzerine yaptığı Farikka barajı vasıtasıyla nehrin suyunun yarısının bir başka kanala aktarılması yüzünden Bangladeş’in kuzeyinde kuraklaşmanın baş göstermesi iki ülke arasında siyasi bir probleme ve ilişkilerin bozulmasına yol açtı. Bangladeş’te son yıllarda meydana gelen su baskınlarında maddî ve beşerî zararın yüksek olmasının sebebi de Hindistan’dır. Çünkü daha önce Kuzey Bangladeş bitkilerle kaplı olduğundan kaynağını Himalayalardan ve Hindistan sınırları içinde kalan dağlık bölgelerden alan akarsuların ve özellikle Ganj nehrinin suyu yükselmeye başladığında yükselen suyun bir kısmını kuzeydeki bitkiler emiyor, böylece güneydeki maddi ve beşeri zarar daha az oluyordu. Ancak kuzeydeki kuraklaşma yüzünden bu bölgedeki arazi suyu emmeyip olduğu gibi güneye göndermekte bu da korkunç felaketlere yol açmaktadır. Hindistan maddî olarak desteklediği bazı kişiler vasıtasıyla zaman zaman Bangladeş’te sosyal ve siyasi çalkantılara da sebep olmaktadır. Birmanya zulmünden kaçan 250 bin Müslümanın Bangladeş’e sığınmak zorunda kalması da bu iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmasına yol açtı.
Ülkede İslâmiyet: Bangladeş’teki İslâmî cemaatlerin başta geleni Pakistan’daki Cemaati İslâmi’nin bir kolu olan Cemaat-i İslâmî’dir. Bu cemaat Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılması için 1951’de çıkarılan savaşta birliği destekledi ve Pakistan’ın yanında yer aldı. Bu yüzden ayrılmadan sonra Bangladeş cumhurbaşkanlığına getirilen Mucibur-Rahman, Cemaati İslâmî’nin bütün faaliyetlerini yasakladı ve bu yasak 1980’e kadar devam etti. Ancak bu cemaat bugün bütün ülkeye yayılmış durumda. Bütün illerde ve ilçelerde şubeleri var. Ayrıca öğrenci dernekleri, meslek kuruluşları, yardım kuruluşları, davet grupları vs. vasıtasıyla bütün ülke genelinde sesini duyuruyor. Kitaplar ve periyodik yayınlar yayınlıyor. Konferanslar, sempozyumlar, açıkoturumlar düzenliyor. Doğal afetlerde de sistemli yardım çalışmaları yürüttü ve zarar görenlerin çoğuna yardımlarını ulaştırdı. Siyasî faaliyetlere de girerek en son genel seçimlerde 20 kişiyi parlamentoya soktu.
Solcu ve ırkçı partiler Cemaat-i İslâmî’nin çalışmalarının engellenmesi için kanun çıkarma girişiminde bulundular. Ancak cemaatin toplumdaki gücü ve arkasındaki kitle desteği onların bu amaçlarını gerçekleştirmelerine engel oldu. Bununla birlikte hükümet cemaatin çalışmalarını değişik yollarla engellemeye çalışıyor. Ayrıca solcu militanların cemaat üyelerine ve kuruluşlarına yönelik saldırıları oluyor. Bangladeş’te Tebliğ cemaatinin çalışmaları da var. Ancak bu cemaat siyasî faaliyetlere girmiyor. Bangladeş’te tasavvufi tarikatlar de yaygındır.
Ekonomi: Ekonomi tarıma dayanır. Tarım ve hayvancılıktan elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %37’dir. Çalışan nüfusun %65’i tarım alanında iş görmektedir. Buna rağmen Bangladeş gıda yönünden kendine yeterli bir ülke değildir. Ürettiği tarım ürünlerinin başında pirinç, buğday, baklagiller, yağlı tohumlar, muz, ananas, kavun, turunçgiller ve daha başka meyveler gelir. 1992’de 28,5 milyon ton pirinç ve tahıl, 1 milyon 850 bin ton yer bitkileri, 510 bin ton baklagiller, 1 milyon 360 bin ton meyve, 1 milyon 400 bin ton sebze üretilmiştir. Aynı yılda 23 milyon 700 bin baş sığır, 700 bin baş koyun bulunuyordu. Balıkçılık da iyi durumdadır. 1991’de %29’u denizden, kalanı iç sulardan olmak üzere 893 bin ton balık ve deniz ürünü avlanmıştır. Aynı yıl balık ve deniz ürünü ihracatından 179 milyon dolar döviz geliri sağlanmıştır. Bangladeş’te doğal gaz da çıkmakta ve ekonomiye önemli oranda katkısı olmaktadır. 1992’de 5 milyar 335 milyon m3 doğal gaz üretilmiştir. 1993’teki doğal gaz rezervi de 720 milyar m3 olarak tahmin ediliyordu. Bunun yanı sıra linyit, seramik toprağı gibi yerel kaynaklara da sahiptir. Orman ürünlerinin de ekonomiye önemli katkısı olmaktadır. 1991’de 32 milyon m3 tomruk üretilmiştir. Önceleri sosyalist bir anlayışın hâkim olduğu Bangladeş’te 1982’den itibaren kademeli bir biçimde pazar ekonomisine geçildi.
Para birimi: Bangladeş Takası.
Kişi Başına Düşen Millî Gelir: 2.362 USD[2]
Dış Ticaret: İhraç ettiği ürünlerinin başında jüt, çay, deri, karides, balık, kâğıt ve hazır giyim eşyası gelir. İthal ettiği malların başında da motorlu taşıtlar ve yedek parçaları, makineler, elektrikli ve elektronik araçlar, kimyasal maddeler ve gıda maddeleri gelir. Dış ticaretinde birinci sırayı ABD alır. ABD’nden sonra Japonya, Singapur, Güney Kore, İngiltere, Kanada, Malezya, İtalya, Belçika, Fransa ve İran gelmektedir.
Sanayi: Bangladeş’te en çok jüt, tekstil, kâğıt, şeker, deri, seramik, cam, çay, sigara, kimyasal maddeler, deri ve konserve sanayi gelişmiştir. Bunların yanı sıra bir çelik fabrikası, birkaç ilaç fabrikası ve ipek üretimine yönelik küçük tesisleri bulunmaktadır. Sanayi kuruluşları daha çok Dakka, Narayanganj, Kulna ve Çitagong çevresinde toplanmıştır. Sanayi sektöründen elde edilen gelirlerin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %9’dur. Çalışan nüfusun %14’ü sanayi sektöründe iş görmektedir.
Enerji: Elektrik enerjisinin %91’i termik santrallerden, %9’u hidroelektrik santrallerinden elde edilmektedir.
Ulaşım: Uuluslararası trafiğe açık olmak üzere tarifeli sefer yapılan 8 havaalanı mevcuttur. Çitagong ve Mongla’da ülkenin dış dünyayla deniz bağlantısını sağlayan iki büyük limanı mevcuttur. Bangladeş, 305 gemiye, 8850 km’si asfaltlanmış olmak üzere 193.300 km karayoluna, 4350 km de demiryoluna sahiptir. Ayrıca ülkeyi bir ağ gibi ören akarsularla da ulaşım sağlanmaktadır. Ortalama 850 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.
Sağlık: Bangladeş’te 900 hastane, 21.900 doktor, 550 diş doktoru, 27.000 hemşire mevcuttur. 5255 kişiye bir doktor düşmektedir.
Eğitim: Bangladeş’te eğitim ücretsizdir. İlk ve orta öğretim 5’er yıl, bakalorya (lise sonrası öğretim) 2 yıl, üniversite öğretimi 4 - 5 yıl sürmektedir. 2500 anaokulu, 48.200 ilkokul, 9750 genel, 160 mesleki orta öğretim kurumu mevcuttur. İlkokul çağındaki çocukların %77’si, ortaöğretim çağındakilerin %16’sı bu öğretimlerden yararlanabilmektedir. Bangladeş’te 9 üniversite, 1 tıp eğitimi sonrası için yüksek ihtisas enstitüsü, 105 yüksek teknik okulu, 65 sağlık meslek yüksek okulu, 68 öğretmen yetiştiren yüksek okulu olmak üzere toplam 997 yüksek öğretim kurumu mevcuttur. Bangladeş’te yükseköğrenim çağında olan gençlerden bu kurumlara kayıt yaptıranların oranı %5’tir. Okuma yazma bilenlerin oranı da %72’dir. 15-24 yaş arası u oran %92’dir. Din eğitimi veren medreseler bulunmaktadır. 1991’de bu şekilde eğitim veren ve cami mektepleri diye adlandırılan eğitim kurumlarının sayısı 58.124’tü. Hıristiyan misyoner örgütleri de çok sayıda okul ve eğitim kurumu açmışlardır. Çocukların %60’ı ilkokula gitmekte ama pek azı yükseköğrenime devam etmektedir. En büyük üniversite Dakka Üniversitesi’dir.
İdari Bölünüş: 4 idari bölgeye, 64 idari birime ayrılır.
Yakın Tarih: Muhammet Erşad 15 Ekim 1986’da yapılan seçimde beş yıl için cumhurbaşkanı seçildi. Dış politika alanında Hindistan’la anlaşmazlık konusu olan Farikka Barajı suları meselesini Ekim 1985’te imzalanan bir antlaşmayla çözümleyip komşu ülkelerle iyi ilişkilerin kurulmasına çalıştıysa da içeride takip ettiği baskıcı politika halk arasında kabul görmedi; grevler, gösteriler ve karışıklıklar hiç eksik olmadı. 1988’de İslâmiyet resmi din ilan edildi. Artan muhalefet karşısında 1990’da Cumhurbaşkanı Erşad istifa etti ve tutuklandı. 1991’de ilk defa yapılan demokratik seçimlerde Begüm Halide Ziya’nın Milli Partisi kazandı. Halide Ziya başbakan oldu. 1971 yılında Bangladeş’in Pakistan’a karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesinin lideri olan Şeyh Mucibur Rahman’ın kızı Şeyh Hasina 1996 yılında başbakan oldu. Ancak Şeyh Hasina, 2001’de iktidarı eski General Ziya Rahman’ın dul karısı Halide Ziya’ya kaptırdı. Bu sefer 2008 de Şeyh Hasina, ezici bir üstünlükle iktidarı geri aldı.
[1] www.ticaret.gov.tr (Nisan 2022 erişimi)
[2] www.ticaret.gov.tr (Nisan 2022 erişimi)