اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ.

Foundation Islamic Union

İSLAM BİRLİĞİ VAKFI

وقف الاتحاد الإسلامي العالم

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَمٖيعاً وَلَا تَفَرَّقُواࣕ

BAĞIMSIZ İSLAM DEVLETLERİ

Afganistan

Resmî Adı: Afganistan İslâm Cumhuriyeti

Başkenti   : Kâbil,

Para Birimi: Afganî

Önemli Şehirleri: Kandehar, Herat, Kunduz, Celalabad, Pencap, Bedahşan, Belh, Mezarı

                               Şerif, Gazne, Çarikar, Farah ve Bamiyan.

Yüzölçümü    : 657.225 km2,

İdari Bölünüş: 34 ile ayrılır.

Nüfusu: 33.698.000[1]

Etnik Yapı: Nüfusun %42’sini Afganlar, %24’ünü Tacikler, %12,5’ini Türkler, %8’ini Moğolca konuşan Hazaralar, %4.2’sini Farisiler (İranlılar), %3.4’ünü Aymaklar, %1,7’sini Beluciler, kalanını da Paşayiler, Kızılbaşlar, Nuristanlılar, Brahuiler, Hintliler, Ariler oluşturur.

Dil: Resmî dil Peştuca ve Tacikçedir. Nüfusun yarıdan çoğu Peştuca, dörtte bire yakın bir kısmı da Tacikçe konuşur. Bunun yanı sıra azınlıkların dilleri de konuşulmaktadır. Özbekçe, Türkmence, Belucice, Paşice ve Nuristanice millî dil olarak kabul edilmiştir.

Din: Nüfusun %99’u Müslüman olup ekseriyeti Hanefî mezhebine mensup­tur. Sünnîlerin dışında Şîa’nın farklı kol­larına mensup olanlar da %15-20 gibi önemli bir oranı temsil etmektedir. Af­ganistan’da az sayıda Hindu, Sih ve Yahudi de yaşamaktadır.

Coğrafi Durumu: Bir ön Asya ülkesi olan Afganistan, kuzeyden Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, kuzey doğudan Çin, doğu ve güneyden Pakistan, batıdan İran’la çevrilidir.

Yönetim şekli: Ülke 27 Eylül 1993’te yürürlüğe konan geçici anayasayla yönetilmektedir. Anayasaya göre devletin en üst yöneticisi devlet başkanı, hükümetin başkanı başbakandır. 250 üyeli geçici parlamento oluşturulmuştur. Ancak mücahit grupları arasındaki ihtilaflar ve çatışmalar dolayısıyla belli bir siyasî yapı oturtulamamıştır.

Üye Olduğu Kuruluşlar: BM, İİT, IMF, İslâm Kalkınma Bankası

Tarihi: İslâm, Afganistan’a Hz. Osman (r.a.) veya Muaviye (r.a.)’nin Basra valisi Abdurrahman bin Semure’nin bu ülkeye gönderilmesiyle ulaşmıştır. Afgan halkının İslâm’la tanışmasından sonra bu din onların arasında hızla yayılmaya başladı. Daha sonra ülke kabile başkanlarınca yönetildi. 9. yüzyılın ikinci yarısında büyük bir kısmı Sâmânilerin eline geçen Afganistan’da daha sonra Gazneli devleti kuruldu.

    Hizbi İslâmi’ye bağlı birliklerin Kâbil’i sıkıştırdığı bir sırada Cemiyeti İslâmî’nin önde gelen komutanlarından Ahmedşah ‘Geçici Konsey’in başkanı ve kurulan Afganistan İslâm Cumhuriyeti’nin geçici cumhurbaşkanı Sıbğatullah Müceddidî, belirlenen sürenin bitiminde 28 Haziran 1992’de görevi Cemiyeti İslâmî’nin lideri Burhaneddin Rabbanî’ye devretti. Rabbanî’nin cumhurbaşkanlığı devralmasından sonra muhalif mücahit grupları arasında da bir ateşkes anlaşması imzalandı. Ancak bir süre sonra çatışmalar yeniden başladı. Hizb-i İslâmî’nin tutumu dolayısıyla cumhurbaşkanı Rabbanî de Hizbi İslâmî’nin ileri gelenlerinden olan başbakan Abdussabur Ferid’i görevden aldı. Bu olaylardan sonra çatışmalar daha da şiddetlendi. Çeşitli aracılıklar sonunda sağlanan ateşkesler ve geniş çaplı bir anlaşma sonunda Hizbi İslâmî lideri Hikmetyar’ın başbakanlığa getirilmesiyle belli dönemlerde silahlı çatışmalar durduysa da kesin bir anlaşma sağlanamadı. Hikmetyar daha sonra can güvenliği olmadığı gerekçesiyle Kâbil’den ayrıldı.

2001 yılında Afganistan’ı işgal eden ABD 20 yıl bu ülkede Afgan mücahidleri ile savaştı. Binlerce asker ve Taliban öldü ama ülkede hâkimiyet, barış ve güveni sağlayamadı. ABD 31 Ağustos 2021 günü bütün silah, teçhizat ve araçlarını da bırakarak Afganistan’ı terk etmek zorunda kaldı. Taliban güçleri başkent Kabil’e de girdi ve bütün ülkede yönetime el koydu.

Dış Problemleri: 21. yüzyılda da Afganistan için Rusya bir tehdit unsuru olmaya devam etmektedir. Tacikistan’daki Rus yanlısı rejime karşı mücadele eden gruplara Hizb-i İslâmî başta olmak üzere Afganistan’daki bazı mücahit gruplarının destek vermesi ve Tacik muhaliflerin Afganistan topraklarını bir üs olarak kullanmaları Rusya’nın bu ülkeye karşı zaman zaman sert çıkışlarda bulunmasına ve topraklarına hava saldırıları düzenlemesine neden oldu. Rusya Afganistan yönetiminin ve mücahit gruplarının Orta Asya’daki Müslüman halkları etkilemesinden de endişe ediyor.

İç Problemleri: Afganistan’ın Sovyet işgalinden kurtarılmasına ve ülkedeki komünist rejime son verilmesine rağmen iç çatışmaların sona ermemesi ve mücahit grupları arasındaki anlaşmazlıkların devam etmesi ülkenin en önemli iç meselesidir. Bu durum ülkede belli bir siyasî düzenin oturtulmasına ve dış dünyayla bağlantıların kurulmasına da engel teşkil ediyor.

İslâmî Hareket: Afgan halkı İslâmî kimliğini korumaya oldukça özen göstermiş bir halktır.

Afganistan’da İslâm’ı devlete hâkim kılmayı amaçlayan örgütlü çalışmalar ilk önce Kâbil Üniversitesi’nde başladı. Afganistan İslâmî hareketi Mısırdaki ‘Müslüman Kardeşler’ hareketinden büyük ölçüde etkilenmiştir. Daha sonra aralarında Prof. Burhaneddin Rabbanî ve Sıbğatullah Müceddidî’nin de bulunduğu bir grup öğretim görevlisi cemiyet kurarak İslâmî faaliyetleri hızlandırdılar. Davud Han’ın ülkede komünist düşünceyi yayma çabalarına karşı İslâmî kimlik sahibi öğrenciler ve aydın kesim de sistemli bir çalışma içine girdiler. Sovyetlerin askerî müdahalesinden önce Sovyet yanlısı yönetimle mücadele etmek için Müslüman halkın bir kısmını bünyesinde toplayan ilk mücahit grupları Gulbeddin Hikmetyar’ın liderliğindeki Hizb-i İslâmî’yle Prof. Burhaneddin Rabbanî’nin liderliğindeki Cemiyeti İslâmî’dir. Hizbi İslâmî daha çok gençler ve üniversiteli kesim üzerinde etkili olmuştu. Bu iki örgüt Sovyet işgalinden sonra da cihadın başını çeken örgütler olmuştur. Her iki örgüt de cihad esnasında disiplinli ve askerî düzene göre hareket eden birlikler oluşturdu.

     İttihad-ı İslâm-ı Afganistan, Hareket-i İnkılâb-ı İslâmî, Hizb-i İslâmî, Me’haz-ı Mill-i İslâmî, Cephe-i Necât-ı Millî gibi çeşitli gruplara dağılmış olan Afgan mücahidleri, işgalcilere ve komünist yö­netime karşı daha etkili mücadele ver­mek için, 1982 yılında bütün teşekkül­lerin gayretiyle ‘Afgan Mücahidleri İs­lâm İttihadı’ adıyla bir birlik oluşturdu­lar. Fakat bu teşekküller kendi grupla­rının feshine yanaşmadıkları için birlik kısa zaman sonra dağılmak zorunda kaldı. 1985 yılında ikinci bir anlaşma ile yine aynı adı taşıyan yeni bir birlik ku­ruldu ve başına ilk başkan olarak Abdü’r-Rasul Seyyaf’ın yardımcısı Ahmed Şah getirildi. Varılan anlaşmaya göre başkanlığa, üç aylık sürelerle dönüşüm­lü olarak yedi mücahid grubunun tem­silcileri geleceklerdi. Sovyet işgal birlik­lerine ve onların desteğiyle ayakta du­ran yönetime karşı mücadele veren ye­di mücahid grubun birleşerek ortak ha­reket etmeleri, güçlerini arttırdığı gibi faaliyetlerin koordineli yürütülmesine de yardımcı oldu.

Ekonomi: Afganistan bir tarım ve hayvancılık ülkesidir. Elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %53’tür. Çalışan nüfusun %61’i tarım alanında iş görmektedir.  Irmaklardan en yüksek derecede yararlanılmaya çalışılmakta ve böylece sulu tarıma ağırlık verilmektedir. Bununla birlikte ekilebilen arazinin sadece yarısı sulanmaktadır. Sulanabilen arazilerde daha çok tahıl, sebze, haşhaş, meyve ve pamuk yetiştirilmektedir. 1992’de 2,5 milyon ton tahıl, 225 bin ton yer bitkileri, 40 bin ton baklagiller, 620 bin ton meyve, 500 bin ton sebze üretilmiştir. Nüfusun yaklaşık %20’sini oluşturan göçebe ve yarı göçebe kitleler genellikle hayvancılıkla uğraşmaktadırlar. 1992’de 1 milyon 650 bin baş sığır, 13,5 milyon baş koyun bulunuyordu.

    Afganistan’ın demir, çinko, kurşun, petrol, berilyum ve yakut gibi çeşitli yeraltı kaynaklarına sahip olduğu bilinmekte ancak nakil zorluklarından dolayı yeterince işletilememektedir. Hindukuş dağlarının kuzey yamaçlarında kömür üretimi yapılmaktadır. Yine Kuzey Afganistan’da doğal gaz üretilmektedir. 1992’de 295 milyon m3 doğal gaz üretilmiştir. 1993’teki doğal gaz rezervi de 99 milyar m3 olarak tahmin ediliyordu.

Orman ürünlerinden de önemli oranda yararlanılmaktadır. 1991’de 6 milyon 760 bin m3 tomruk üretilmiştir.

Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 592 USD[2]

Sanayisi: Sanayi yeni gelişmektedir. Dış ülkelerden sağlanan finans kaynaklarıyla tekstil, deri, ayakkabı, plastik, bisiklet, cam, şişe, çimento, şeker, çeşitli gıda maddeleri ve bazı askerî malzemeler üreten fabrikalar kurulmuştur. Sanayi sektöründen ve bütün yerel kaynaklardan elde edilen gelirlerin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı %29’dur. Çalışan nüfusun %13’ü sanayide iş görmektedir. Buna maden tesislerinde çalışanlar da dâhildir.

Enerji: Afganistan’da 1991’de 1 milyar 15 milyon kw/saat elektrik üretilmiştir. Aynı yıldaki elektrik tüketimi de bu rakama eşittir. Elektrik enerjisinin %32’si termik santrallerden, %68’i hidroelektrik santrallerinden elde edilmektedir. Kişi başına yıllık elektrik tüketimi ortalama 57 kw/saattir.

Ulaşım: Kâbil’de uluslararası trafiğe açık, Bağlan, Herat ve Kandehar’da da iç ulaşımda kullanılan havaalanı mevcuttur. 2850 km’si asfaltlanmış olmak üzere 18.970 km. karayoluna sahiptir. Dağlık olması bu ülkede demiryolu ağı kurulmasını zorlaştırmaktadır. Bu yüzden ulaşımda daha çok karayolları kullanılmaktadır. Afganistan’da ortalama 257 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.

Eğitim: Afganistan’da 560 ilkokul, 820 genel ve 35 mesleki ortaöğretim kurumu mevcuttur. İlkokul çağındaki çocukların % 20’si bu öğretimden yararlanabilmektedir. 5 yüksek öğretim kurumu mevcuttur. Okuma yazma bilenlerin oranı % 30’dur.

 

[1]  www.ticaret.gov.tr (Nisan 2022 erişimi)

[2]   www.ticaret.gov.tr (Nisan 2022 erişimi)